12. Ceza Dairesi 2013/23263 E. , 2014/15826 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle öldürme
Hüküm :TCK"nın 85/2, 62/1, 50, 52, 63/1. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanmasına ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gece saat 06:20 sularında açık havada, aydınlatmanın bulunduğu meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 11 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz düz yolda idaresindeki kamyonla seyir halinde bulunan sanığın, idaresindeki minibüsle, önünde aynı istikamete doğru sağ şeridi takiben seyrini sürdüren ve arka taşıt trafiğini kontrol etmeden sola yönelen ölenin idaresindeki minibüse, aracının sağ ön kısmıyla, minibüsün sol orta kısmına, sol şerit üzerinde, iki şeridi ayıran çizgiye yakın noktada, fren izi bırakmaksızın çarpması şeklinde gelişen ve bir kişinin ölümü, bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; kazanın meydana geldiği yerin 4 yönlü kavşak olması, çarpma noktası ve minibüste meydana gelen hasar dikkate alındığında, yola gereken dikkatini vermeyen, mevcut hızıyla olay mahalli kavşağa yaklaşırken hızını asgari hadde düşürmeye özen göstermeyen sanığın tali derecede kusurlu olduğu, bu itibarla; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 02.04.2009 tarihli bilirkişi raporunun oluşa uygun olduğu, kaldı ki; kaza anındaki meteorolojik veriler, yola ait özellikler, çarpma noktası, trafik işaret levhaları ve çarpma noktasına uzaklıkları, fren mesafesi, araçtaki mekanik aksamın kazada etken olup olmadığı gibi kaza mahalline ait özellikler, sürücü, yaya ve kazanın meydana gelmesine etken 3. kişilerin ihlal ettikleri trafik kurallarının neler olduğunun dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı hallerde, başta Karayolları Trafik Kanunu olmak üzere mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmeyecek bir değerlendirmeyle kusur durumunun denetime olanak verecek şekilde ve gerekçeleriyle birlikte ortaya koyarak belirlemenin bizzat hakimin yetkisinde bulunması nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Taksirle öldürme suçundan Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.07.2009 tarih ve 2009/80 Esas, 2009/138 Karar sayılı, 27.07.2009 tarihinde kesinleşmiş bulunan ilamı ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip, 5 yıl denetim süresi belirlenen sanığın denetim süresi içinde işlediği hakaret suçundan dolayı Denizli 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18.12.2012 tarih, 2012/416 Esas ve 2012/1078 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği ve bu hükmün 18.12.2012 tarihinde kesinleştiği, CMK’nın 231/11. maddesi gereğince yapılan ihbar üzerine duruşma açılarak 17.07.2009 tarih ve 2009/80 Esas, 2009/138 Karar sayılı sayılı hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca ancak, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık hakkında durumunun değerlendirilerek, kısmi infaz veya koşulların varlığı halinde TCK"nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanması suretiyle yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabileceği gözetilmeksizin, yeniden suç işleyen sanık hakkında kurulan hükümdeki hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi; gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, savunma hakkının kısıtlandığına ve eksik incelemeyle hükme varıldığına ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan "kastın ağırlığı" ve (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
3- Sanık hakkında tayin olunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği sırada bir yılın 365 gün yerine 360 gün olarak kabulüyle sanık hakkında 12.100,00 TL yerine 12.000,00 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “sanığın suç kastı ve saiki” ibaresinin hükümden çıkarılması ve 4. bendi çıkarılması ile yerine, “Sanığa verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK"nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 605 tam gün olarak belirlenmesine; TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 12.100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” bendinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.