Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3699
Karar No: 2021/7127
Karar Tarihi: 20.10.2021

Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3699 Esas 2021/7127 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/3699 E.  ,  2021/7127 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
    Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK"nın 134/2-1, 134/2-2, 137/1-b, 62, 51/1-3, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dairemizin 27.01.2021 tarihli tevdi kararı uyarınca gerekçeli kararın katılan vekiline tebliğ edildiği ve katılan vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmadığı; ayrıca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.09.2020 tarihli onama istemli tebliğnamesinin aksine 15.06.2021 tarihli bozma istemli ek tebliğnamesi ile dosyanın Dairemize gönderildiği tespit edilerek yapılan incelemede:
    Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 134/2-1, 134/2-2, 137/1-b, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Çeşme Asliye Ceza Mahkemesinin 08.12.2010 tarihli ve 2008/240 esas, 2010/647 karar sayılı kararının 02.02.2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 13.01.2012 tarihinde TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 10.02.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2015 tarihli ve 2015/542 esas, 2015/685 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre; cep telefonu bayisi işleten mağdur ...’ın, tanık ... ve diğer arkadaşları ile bir barda eğlenirken, tanık ...’nın, mağdurla aynı ilçede cep telefonu bayisi işleten sanık ...’den satın aldığı kameralı cep telefonunun çekim açısını, mağdura doğru odaklayarak, fotoğraflar çektiği, daha sonra adı geçen tanığın, kullanmayı tam olarak bilmediği cep telefonundaki fotoğrafları silmesi için cep telefonunu sanığa teslim edip, yaklaşık 1 saat sonra cep telefonunu geri aldığı; ancak, tanık tarafından kendisine bırakılan cep telefonunda, mağdurla bir kadının yan yana oturdukları sırada görüntülenen ve kısa aralıklarla çekilen 4 adet fotoğrafını gören sanığın, mesleğinin icrası dolayısıyla sağladığı kolaylık ve avantajdan yararlanarak, söz konusu fotoğrafları, mağdurla eğlence mekanındaki kadının masada yalnız başlarına oturuyorlarmış algısı doğuracak şekilde hazırlayıp, bu fotoğrafları iki kez yineleyerek ve “BİZE YAPILANN YANLIŞ HİÇ BİZAMAN AFFEDİLMEZ...” ibareli bir metni de ilave ederek, oluşturduğu 56 saniyelik görüntü kaydını, 11.05.2007 tarihinde, Youtube adlı video paylaşım sitesinde, mağdurun bayisinin ismi olan “çesme ... iletisim” başlığı altında yayımladığı iddiasına dayalı olarak, sanık hakkında basın ve yayın yoluyla görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dava açıldığı ve sanığın TCK’nın 134/2-1, 134/2-2. madde, fıkra ve cümleleri ile aynı Kanunun 137/1-b madde, fıkra ve bendi gereğince cezalandırılmasının talep edildiği olayda,
    Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 08.12.2010 tarihli kararın kesinleştiği 02.02.2011 tarihinden itibaren CMK’nın 231/8-son madde, fıkra ve cümlesi uyarınca duran dava zamanaşımı süresinin, denetim süresi içinde işlenen kesinleşmiş sonraki mahkumiyete konu ikinci suçun suç tarihi olan 13.01.2012 tarihi itibariyle yeniden işlemeye başladığı gözetilerek, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından yapılan değerlendirmede; sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenmiş, TCK"nın 134. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, aynı madde ve fıkranın 2. cümlesinde, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı ifade edilmiş iken, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasında yapılan değişiklikle temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağı belirtilmiş olup, anılan madde ve fıkrada, 6352 sayılı Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önce 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar, 6352 sayılı Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten sonra 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş ise de, suçun belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılmak suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak düzenleyen TCK’nın 137/1-b madde, fıkra ve bendi uyarınca ½ oranında artırım uygulandığında, hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarının 1 yıl 15 ay-6 yıl 9 ay ila 3 yıl-7 yıl 6 ay arası olabileceği dikkate alındığında, TCK’nın 66/3. madde ve fıkrasının “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” biçimindeki hükmü ve TCK"nın 66/1-d madde, fıkra ve bendi gereğince, asli dava zamanaşımı süresinin 15 yıl, kesintili dava zamanaşımı süresinin ise 22 yıl 6 ay olacağı, dolayısıyla dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihinden önce gerçekleşmediği belirlenerek; ayrıca, sanığın, mesleğinin icrası dolayısıyla sağladığı kolaylık ve avantajdan yararlanarak, mağdura ait özel fotoğrafların kopyasını alıp, mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerini rızası olmaksızın çoğalttığı iddiası ile ilgili sanık hakkında TCK"nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan CMK"nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmamasından dolayı dava konusu yapılmayan bu eylemle ilgili zamanaşımı süresi içinde dava açılıp hüküm kurulabileceği kabul edilerek yapılan incelemede:
    Mağdur ...’ın Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 29.05.2007 ve 27.02.2008 tarihli ifadelerinde uzlaşmak istemediğini açıkça beyan ettiği anlaşıldığından, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan hüküm kurulmasından dolayı kararın bozulmasını öneren ek tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Katılan ile katılan vekilinin ad ve soyadlarının gerekçeli karar başlığına yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/2-b madde, fıkra ve bendine; katılana ait özel fotoğrafların şikayet tarihi olan 29.05.2007 tarihine kadar Youtube adlı video paylaşım sitesinde yayımlandığı gözetildiğinde, 29.05.2007 olan suçun işlendiği tarihin, gerekçeli karar başlığına, “Mayıs 2007” olarak eksik yazılması suretiyle CMK"nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine uyulmaması,
    2- TCK"nın 6/1-g madde, fıkra ve bendinde ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağı belirtilmiş olup, sanık ...’in, mağdur ...’ın özel hayatına ilişkin fotoğraflarını, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan youtube adlı video paylaşım sitesi üzerinden, 2007 yılı Mayıs ayında yayımlayarak, üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasındaki basın ve yayın yoluyla görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) TCK"nın 61/1. madde ve fıkrasında yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle aynı Kanunun 3/1. madde ve fıkrası uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
    b) Cep telefonu bayisi işleten sanığın, mağdura ait özel fotoğrafları, Youtube adlı video paylaşım sitesinde yayımlaması eyleminde, mesleğinin icrası dolayısıyla sağladığı kolaylık ve avantaj açıklanıp tartışılmaksızın, “Sanık bu suçu mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlediğinden” biçimindeki ibarelere dayalı olarak, sanık hakkında TCK’nın 137/1-b madde, fıkra ve bendinin uygulanması,
    c) CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık hakkında durumunun değerlendirilerek kısmi infaz veya koşulların varlığı halinde TCK"nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanması suretiyle yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabileceği gözetilmeksizin, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen ve kendisine yükümlülük yüklenmeyen sanık hakkında, yasal zorunluluk hali de bulunmadığı halde, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi yerine açıklanması geri bırakılan hükümle birlikte verilen hapis cezasının açıklanan hükümde ertelenmesi,
    d) Vekalet ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan vekili lehine hükmolunması,
    e) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi