12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/21082 Karar No: 2010/24043 Karar Tarihi: 14.10.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/21082 Esas 2010/24043 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/21082 E. , 2010/24043 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/09/2009 NUMARASI : 2009/1173-2009/1163
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 09.11.2009 tarih, 24792/21903 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında İzmir 10.İcra Müdürlüğünün 2008/6724 sayılı takip dosyası ile beş adet senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmaktadır. Anılan takibin itirazsız kesinleştiği, takip dosyasının satış aşamasına geldiği görülmektedir. İcra takibinden sonra İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava İİK.nun 72.maddesine dayalı tesbit davası olup, bu menfi tesbit davası niteliğindeki sahtelik davası sebebiyle takibin durdurulması istenemez. Zira İİK.nun 72/3.maddesi gereğince, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar veremez. Bu nedenle menfi tesbit davasının sonucunun beklenmesine olanak bulunmamaktadır.(HGK.nun 5.5.2010 tarih ve 2010/12-74-243 sayılı kararı) Dairemizin 9.11.2009 tarihli onama kararından sonra, 3.2.2010 tarihli dilekçe ekinde borçlu vekilince dayanak senetlere ilişkin olarak İzmir 3.Ağır Ceza Mahkemesinde sahtecilikten dava açıldığından bahisle buna dair bilgi ve belgeler sunularak karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Alacaklı hakkında sahtekarlık sucundan dolayı kamu davası açılırsa ve ceza mahkemesinde senet hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilirse, dava konusu senet ceza davası sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme dayanak yapılamaz, diğer bir deyişle icra takibi kendiliğinden durur. Takip dayanağı senet hakkında borçlunun sahtecilik iddiası ile şikayette bulunması ve alacaklı hakkında suç duyurunda bulunması nedeniyle “sahtecilik suçundan dolayı kamu davası açılmış olması durumunda” bu davanın icra takibine etkisinin ne olacağına ilişkin yasal bir düzenleme İİK.da bulunmamaktadır. Bu nedenle HUMK.nun 317.maddesinin 2.cümlesinden yararlanarak soruna bir çözüm getirmek gerektiği yargısal uygulamada kabul edilmiştir.(HGK.nun 22.1.2003 gün ve 2003/12-3 E. – 2003/28K.) Bu bağlamda; ceza mahkemesinde dava açılmış ve o davada mahkemece sahteliği iddia edilen senet hakkında, bilirkişi incelemesi yapılmasına ve senedin yazıldığını görenlerin tanık olarak dinlenmesine karar verilmiş ise, senedin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme dayanak yapılmaması gerekir. Bu düzenleme karşısında takibe itiraza ilişkin davanın görülmesi aşamasında ceza davası da açılmışsa, ceza davasının sonuçlanması, takibe itiraz davası yönünden "bekletici sorun" olarak kabul edilmelidir. Zira icra mahkemeleri sınırlı yetkili mahkemeler olup uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinlemeyeceklerinden, sahtecilik iddiasını inceleme yetkisi de genel mahkemelere göre daha kısıtlıdır. Genel mahkemeler senetteki sahtelik iddiasını HUMK.nun 309 ve 317.maddelerinin verdiği yetki ile daha detaylı bir biçimde inceleme olanağına sahiptir. Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, mahkemece yapılması gereken; İzmir 3.Ağır Caza Mahkemesindeki 2010/61 sayılı ceza davasının ön (bekletici) mesele yapılıp, sonucunu beklemek ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir. SONUÇ:Borçlu vekilinin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulü ile dairemizin 9.1.2009 tarih ve 2009/24792-21903 sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra İzmir 6.İcra Mahkemesinin 15.9.2009 tarih ve 2009/1173 esas – 2009/1163 karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.