Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1- Sanık ..."in katılan ..."a karşı hakaret eylemi nedeniyle hükmolunan beraat kararının temyizinde, Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnamedeki onama düşüncesine uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Sanık ..."in, katılan ..."a karşı tehdit eyleminden kurulan mahkumiyet kararının temyizine gelince; a) Sanık hakkında TCK"nın 51/7. maddesi uygulanırken, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın “kısmen veya tamamen infazına” yerine, yasal olmayan biçimde, erteli mahkumiyetin tamamen infazına karar verilmesi, b) Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasına geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan ve hapis cezası ertelenen sanık hakkında diğer koşullar değerlendirilmeden, "daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının karar verildiği ve denetim süresi içinde işbu davaya konu suçu işlediği" şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, c) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönler incelenmeksizin HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.