23. Ceza Dairesi 2015/6101 E. , 2016/2486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d, 62, 52/2, 52/4, 53, 51 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası,
TCK"nın 207/2 maddesi delaletiyle TCK"nın 207/1, 62, 50/1-a, 52/2, 52/4 maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın suç tarihinden önce şikayetçi...Bankasından çekmiş olduğu krediye karşılık kendisine ait ... Mah. ...ada... pafta 1 parselde kayıtlı 3. kat 11 numaralı bağımsız bölüme 1. dereceden 140.000 TL"lik ipotek koydurduğu, sanığın çekmiş olduğu kredinin taksitlerini ödemeyi ihmal edince bankaca ipotek ile ilgili araştırma yapıldığı ve suç tarihinde bankaca verilen fek yazısına istinaden tapu müdürlüğü tarafından ipoteğin kaldırıldığının öğrenildiği, alınan bilirkişi raporunda fek yazısında bulunan imzaların banka görevlilerinin imzalarının model alınması suretiye atıldığının tespit edildiği, bu suretle sanığın özel belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda;
Her ne kadar suç tarihi fek yazısı üzerine ipoteğin kaldırıldığı 06/01/2009 tarihi olmasına rağmen hükümde 2010 yılı olarak gösterilmiş ise de bu husus mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
1- Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Bilirkişi raporu, beyanlar ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın sahte fek yazısını bankaya ibraz ederek taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmak suretiyle atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak ;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi, ayrıca TCK’nın 53/3. maddesine göre, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “120 gün”, “100 gün” ve “2.000 TL” erimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80 TL ibarelerinin eklenmesi, yine hükümde yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak yerine, ""sanığın 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesindeki a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca yoksun bırakılmasına yer olmadığına "" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.