Esas No: 2021/6851
Karar No: 2022/984
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6851 Esas 2022/984 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/6851 E. , 2022/984 K."İçtihat Metni"
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.03.2021 tarih ve 2021/30446 sayılı yazısı ile, Terör örgütünün propagandasını yapmak ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından suça sürüklenen çocuk ...'un, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 117/1, 119/1-c ve 31/3. maddeleri gereğince 8 ay (iki kez) hapis cezası ile cezalandırılmasına, terör örgütünün propagandasını yapmak suçu yönünden 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 1-b maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine dair Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.11.2016 tarihli ve 2016/268 esas, 2016/356 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Dosya kapsamına göre, kayden 01.01.1994 doğumlu suça sürüklenen çocuğun suç tarihi olan 15.02.2009 tarihi itibariyle 15-18 yaş grubu aralığında bulunduğu ve eylemine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2, 5237 sayılı Kanunun 117/1 ve 119/1-c maddelerinde tanımlanan cezaların türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanunun 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin, zamanaşımının son kesilme nedeni olan, bozma öncesi mahkumiyet kararının verildiği 09.06.2011 tarihinden, bozma sonrası yargılama sonucunda verilen karar tarihi olan 15.11.2016 tarihinden önce 09.10.2016 tarihinde gerçekleştiği cihetle, düşme kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2-Kabule göre de, suçun işlendiği 15.02.2009 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında, terör örgütünün propagandasını yapmak ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından belirlenen 8 ay hapis cezalarının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde,
İsabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 01/03/2021 gün ve 94660652-105-33-2673-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden gönderilen ihbar ile mevcut evrak, 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince Yargıtay 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine müteakip devralınmıştır.
II- OLAY;
15 Şubat 1999 günü Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirelen terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanış yıldönümünü protesto amacıyla yapılan eylem çağrılarına doğrultusunda, iş yerini kapatmayan müşteki ...'nın ... market isimli iş yerine, 15.02.2009 tarihinde taş ve sopalarla saldırıda bulunulmuştur.
Olay tarihinde 155 ihbar hattını aradığını beyan eden iş yeri sahibi ..., olay ve görgü tespit tutanağı içeriğine göre 16.02.2009 tarihinde kolluğa müracaat ederek, zarar ve ziyanından dolayı olayı gerçekleştirenler hakkında şikayette bulunmuştur. Müşteki sıfatı ile alınan ifadesinde ..., 155 ihbar hattını aramasına müteakip, 16.02.2009 tarihinde iş yerine gelen kolluk görevlilerine iş yerinde bulunan güvenlik kamera kayıtlarını verdiğini belirtmiştir.
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/8548 soruşturma sayısına kayden, olaya yönelik soruşturma başlatılmıştır.
Eylemi gerçekleştiren kişilerin yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalar neticesinde, kamera kayıtlarından tespiti yapılan 01.01.1994 doğumlu suça sürüklenen çocuk ..., 12.03.2009 tarihinde yakalanarak gözaltına alınmıştır. Yine görüntülerden diğer şüpheliler ... ve ...'inde saldırıyı gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. Görüntülerden yanlış tespiti yapılan ... hakkında ise süreçte delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ayrıca 2009/7802 hazırlık sayılı dosyada soruşturma yapılarak, 2009/153 karar nolu görevsizlik kararı ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına tahkikat evrakı gönderilen şüpheli ...'inde saldırıyı gerçekleştirdiği tespit edilmiştir.
12.03.2009 tarihli ev arama, yakalama ve el koyma tutanağında,suça sürüklenen çocuk ...'un ikametinde yapılan aramada, içeriğinde örgütsel yazıların bulunduğu belirtilen, bir adet okul defteri ele geçirilmiş ve el konulmuştur.
Dosya içeriğinde, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250 Maddesiyle görevli), 31.01.2008 tarih 2007/42 esas ve 2008/14 karar sayılı gerekçeli kararı ile üzerinde 2481 sayfa sayılı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine, Avrupa Konseyine, Türkiye Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına hitaben "Ben bir kürdistanlı olarak,Kürdistan'da sayın Abdullah Öcalan'ı bir siyasal irade olarak görüyor ve kabul ediyorum. Ez weki Kurdisyaniyeki Rezdar Abdullah Öcalan lı Kurdistane iradeyeke siyasi dibinim u dipejirinim, imza kampanyası/kampanyaya imzeyan" yazılı 10. sütunda 4 ve 10 nolu kısımlarda, soyadları: ... olan ve ad soyad, doğum tarihleri ve imzaları bulunan kişilerden, 7. sırada ... adı ile 1994 doğumlu olduğu belirtilerek imzanın yer aldığı evrak görülmüştür. Belirtilen karar içeriğinde ve fezlekede, bu evrakın 03.06.2006 tarihinde ele geçirildiği belirtilmiştir.
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, Çocuk Suçlular Soruşturma Bürosu'nın 13.03.2009 tarih, 2009/8548 soruşturma sayılı yazılarıyla tutuklama istemiyle sevki yapılan suça sürüklenen çocuklar, ..., ... ve ... hakkında, Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 13.03.2009 tarih, 2009/123 sorgu nolu kararı ile kaçma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmaması nedenleri ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarına karar verilmiştir. İş bu karara yapılan itiraz üzerine de Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.03.2009 tarih, 2009/92 değişik iş sayılı kararı ile itirazın kabulüne karar verilmiş ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan suça sürüklenen çocuklar hakkında yakalama müzekkeresi çıkartılması sonrasında, Siirt Sulh Ceza Mahkemesinin 29.03.2009 tarih, 2009/268 değişik iş nolu kararı ile, ... yakalanarak tutuklanmıştır.
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.04.2009 tarih, 2009/8548 soruşturma no'lu görevsizlik kararı ile suça sürüklenen çocuklar, ..., ... ve ... hakkında, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü adına eylem yapma, terör amaçla mala zarar verme, iş yapma hürriyetini engelleme suçlarından, daha önce hakkında 2009/7802 hazırlık sayılı dosya üzerinden soruşturma yapılarak, 2009/153 karar nolu görevsizlik kararı ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen şüpheli ... ile birlikte 15 Şubat 1999 günü Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirelen terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanış yıldönümünü protesto amacıyla ... mahallesinde düzenlenen yasa dışı gösteriye katıldıkları, bu gösteri sırasında bir çok iş yerinin kapatılması amacıyla çevre esnafını zorladıkları, zorlama neticesinde bir çok iş yerinin kepenklerinin kapatılması zorunda kaldığı, ancak müşteki ...'nın işletmiş olduğu ... Market isimli iş yerini kapatmaması üzerine bu iş yerine taş ve sopalarla saldırarak zarar verip kapatmaya çalıştıkları, olay nedeniyle yapılan araştırma sonucu şüphelirden ...'un ailesiyle birlikte "Kürdistanlı olarak Abdullah Öcalan'ı siyasal irade olarak görüyor ve kabul ediyor ...." ibareli dilekçeyi imzaladıkları, ayrıca şüphelilerden ...'nın kullanmış olduğu okul defterinin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a ve terör örgütünü övücü yazı ve resimlerin bulunduğu, şüphelilerden ...'ın evinde ise terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a ait kipatların elde edildiği anlaşıldığından, işlenen eylemin 3713 Sayılı Yasanın 1.Maddesi kapsamında tanımlanan terör suçu amacına matuf bulunduğu, şüphelilerinde aynı yasanın 2.maddesinde tanımlanan örgüt mensubu kişilerden olduğu, soruşturmanın CMK’nun 250 ve 3713 Sayılı Yasanın 10.Maddesinde belirlenen usule tabi bulunduğu anlaşıldığından evrakın yetkili ve görevli Adana Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Adana CMK 250 Madde ile Görevli Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.06.2009 tarih ve 2009/360-277-227 sayılı iddianamesiyle, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında, silahlı terör örgütü adına suç işlemek, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak, mala zarar verme, tehdit suçlarından, özetle, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanarak ülkeye getirilmesinin yıl dönümünü protesto etmek amacıyla yapılan eylem çağrıları doğrultusunda,15.02.2009 günü saat 12.00 sıralarında terör örgütünün çağrılarına uymayarak iş yerini kapatmayan müştekiye ait iş yerine taşlı ve sopalı saldırıda bulanarak maddi hasar verilmesi eylemini, güvenlik kamerası görüntülerinin tetkikinden gerçekleştirdikleri belirtilerek; suça sürüklenen çocuk ... yönünden, iş yerine ait güvenlik kamerasını kalas ile vurarak kırması için ...'u, ... ile ...'ın kucaklayıp kaldırdığı, güvenlik kamerası görüntülerinde, grubun iş yerine koşarak yaklaştığını gören iş yeri sahibinin içeriden dükkanının kepengini tamamen kapattığı, grubun içerisinden birkaç şahsın taşlarla iş yerinin kepenklerine saldırdıkları, bu grup içerisinde yer alan; ...’un iş yeri girişindeki kapalı kilitsiz kepengi yarıya kadar açtığı, grup ile birlikte iş yerinin içerisine girip taşlarla saldırıldığı, daha sonra eyleme katılan grup ile birlikte açık kepengin yanındaki kapılı kepenklere taş ve tekmelerle saldırdığı, sokak başında bulunan ve kayıtta olan iş yerine ait güvenlik kamerasına kalas ile vurarak kırdığı, ... ve ...'in birlikte ve daha sonra ... 'in tek başına kendisini güvenlik kamerasını monte edildiği yerden koparması için havaya kaldırdıkları ve kamerayı bulunduğu yerden kopartarak almaya çalıştığı, ikametinde yapılan aramada ele geçen 1 adet mavi ciltli, ön yüzünde “MOPAK Okul Defteri Exercise Book” ve arka yüzünde “NBA JAM SESSİON, MOPAK 1. Hamur” ibaresi yazılı olan kareli okul defterinde;
1 rakamı ile numaralandırılan sayfada “Adı: Amed, Soyadı:Serhildan, Okulu: Kürdistan, Sınıfı:Gerilla, Numarası: 21”,
26 rakamı ile numaralandırılan sayfada “ADIM:AMED, SOYADIM:SERHİLDAN, OKULU:KÜRDİSTAN, SINIFI:GERİLLA, NUMARASI:21”,
52 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Ay yıldızlara ..., …içinde özgür kurtulmaktır”,
55 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Amed Devletimdir..., sen benim içimdesin Ey AMED- Özgür kalbim …, devletimle özgürüm demokrasi barıştır hedefimiz”,
56 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Bir dağ bilirim rüzgarı…, …UNUTULMAZ-Dilimde Kurtuluş Şiarı Elinde Kızıl Bayrağı Yüreğinde devrim Umudu Taşıyan Tüm Devrimci İnsanlara MERHABA-EZUTU-E-W”,
57 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Koşan Bir Ceylan Ben…,…Sembula aşıtiye bevuka SSPİ”,
58 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Ben Bir Babaya…,…ROJ”,
59 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Dağların dorukluğunda, yüreğim özgürlüğe …,…Birati Kevuka Sipi Beyaz Güvercin”,
60 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Sevgi yanında olanı…,…isterim ki Aponun çocukları böyle gülsün…,…Demokrasi Aşiti”,
61 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Bir mutluluk uğruna …,…kendimi buldum Safalarında…,…Özgürlük Barış”,
62 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Tu Guli Ez Guistanım…,…Özgürlük tutsaklara gidecek…,….EDİ BESE”,
63 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Yasak olmasaydı konuştuğum dil…,… Botan’ın asi dağlarında kır çiçeği Gabarın Karanfili Cidinin Nergizi, Herikolun Papatyası, Bestan’ın Menekşesi, bütün çiçekleri ile merhaba ROJ BAŞ”,
64 rakamı ile numaralandırılan sayfada “Denizlerde Bir Tutsak…,…DEM BAŞ”,
65 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Yüzleri gökyüzündeki …,…AMED 21”,
66 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Umud çaresizliğin adıdır direnmek özgürlüğün tadıdır özgür olmak güneşin yanıdır güneş sevginin adıdır güneşin doğuşu sizin özgürlüğünüzdür …, …ŞEW BAŞ ”,
67 rakamı ile numaralandırılan sayfada, “Adım Serhildan, Soyadım Amed Lakabım Sorej Düşmanın AKP, Önderim Başkan APO, Amacım Özgürlük, Mücadelem sarı kırmızı yeşil olan bayrağım yolum devrim, umudum gerilla, gideceğim yer Kürdistan, başkentim Amed…,…ondan ayrılmam dedim” ve cilt kapağının iç yüzünde “PKK bu defteri sadece kalbimde kürt aşkı olan okur-apo apo alccy –apo- adımserhildan soyadım” ibareli örgütsel içerikli yazılar bulunduğunun tespit edildiğinden, suça sürüklenen çocuğun, silahlı terör örgütü adına suç işlemek, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak, mala zarar verme, tehdit suçlarından, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 yolu ile TCK'nın 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 5; 3713 sayılı TMK'nın 7/2; 5237 sayılı TCK'nın 151, 3713 sayılı TMK'nın 4,5; 5237 sayılı TCK'nın 106/1,2, 3713 sayılı TMK'nın 4,5; 5327 sayılı TCK'nın 31/3,54,63. maddelerince cezalandırılması istenilmiştir.
Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli), 19.06.2009 tarihli kararı ile tutuklu "sanıklar" ..., ... ve müşteki ... hakkında hazırlanan iddianamenin kabulüne karar verilmiştir. Dosya, mahkemenin 2009/130 esasına kaydedilmiştir. 19.06.2009 tarihli tensipte, ...'de sanık olarak belirtilmiştir.
14.03.2009 tarihli 3. celsede, tutuklu sanıklar ..., ... ve ...'in müdafii eşliğinde, kapalı yargılamada, savunmaları alınmıştır. Müşteki ... zararının giderildiğini ve şikayetçi olmadığını beyan etmiştir. Celse sonunda verilen kararla tutuklu sanıklar tahliye edilmişlerdir.
Süreçte ..., ... ve ...'in eylemlerine uyan 5237 Sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6 maddesi yollamasıyla 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 5, TCK'nın 151, 106/1-2c.d, 3713 sayılı TMK'nın 5 ve 3713 sayılı TMK'nın 7/2 maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları ile sanıkların suç tarihindeki yaşları gözetilerek, ... hakkında TCK nun 31/3 maddesinin uygulanmasına ilişkin esasa yönelik mütaalasını sunan iddia makamının, 04.08.2010 tarihli, müdafiinin de hazır bulunduğu 7. celsede, 22.07.2010 tarihinde kabul edilen ve 3713 Sayılı TMK'nın, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 5271 Sayılı CMK'nın 250. Maddesinde değişiklik içeren 6008 sayılı Kanun Hükümleri gereğince görevsizlik kararı verilmesine yönelik mütalaası sonrasında, tefhim olunan kararla, 6008 sayılı yasa ile eklenen CMK'nın 250/4 maddesi gereği dosyanın, Mersin Nöbetçi Çocuk Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli), 04.08.2010 tarih, 2009/130 esas ve 2010/173 karar sayılı gerekçeli kararında, 6008 sayılı yasanın 8. maddesi ile CMK'nın 250. maddesine eklenen 4. Fıkra ile çocuklar bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamazlar ve bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar bakımından uygulanamaz şeklinde düzenleme yapıldığından, sanıkların, suç tarihinde 18 yaşından küçük olmaları sebebiyle, 5395 sayılı ÇKK'nun 3/1-a maddesi uyarınca yargılamaya devam olanağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Görevsizlik kararı, itiraz edilmeden 12.08.2010 tarihinde karar kesinleşmiştir. Görevsizlik kararı ile gönderilen dosya, Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 2010/494 esasına kaydedilmiştir. Kovuşturma sürecinde, 15.02.2011 tarihli 2. duruşmada, suça sürüklenen çocuk ... müdafii eşliğinde savunmasını yapmıştır. 09.06.2011 tarihli duruşmada suça sürüklenen çocuklar müdafii, esasa ilişkin savunmasında, suça sürüklenen çocukların öncelikle beraatlerine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaat olması halinde ise lehe olan yasal hükümlerin uygulanmasını talep ettiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecek ise bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
09.06.2011 tarihli celsede, tefhim olunan hükümle, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ...'in özetle;
a-) Silahlı terör örgütü adına suç işlemek suçundan açılan davada, 6008 sayılı Kanunun getirdiği değişiklikle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5.maddesinin son cümlesi uyarınca “Bu madde hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.” hükmü karşısında CMK.223/2a maddesi gereği ayrı ayrı beraatlarine,
b-) Suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında müşteki ...'nın malına zarar verme suçundan açılan davada, müştekinin yargılama aşamasında şikayetlerinden vazgeçtiğinin anlaşılması nedeniyle CMK.223/8 ve TCK.73/4 maddelerine uygun olarak açılan davanın düşürülmesine,
c-) Terör örgütünün propagandası yapma suçundan ise, suça sürüklenen çocuklar hakkında takdiren alt sınırdan hüküm tesisi ile yaşları göz önüne alınarak suça sürüklenen çocuk ... yönünden, 3713 sayılı TMK'nın 7/2, TCK'nın 31/3 maddelerince 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın niteliği ve süresi dikkate alınarak TCK'nın 50/1-c maddesi gereği en az 2 yıl süre ile Mersin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne başvurusu ile fiziki yapısı ve yeteneklerine göre kendi seçtiği ve kurumca onaylanan bir spor branşında eğitim görme yaptırımına çevrilmesine,
d-) Birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçundan: suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ..., ...'in eylemine uyan birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçundan 5237 sayılı TCK.106/1,2. maddesi gereği ayrı ayrı 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve devamında suça sürüklenen çocukların yaşı göz önüne alınarak verilen cezadan, ..., ... için TCK'nın 31/3 maddesi gereği 1/3 oranında indirim yapılarak ayrı ayrı 1 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ... için ise TCK'nın 31/2 maddesi gereği 1/2 oranında indirim yapılarak 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...'ın tehdit suçundan aldıkları cezanın miktarına göre başka bir yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına, temyiz yolu açık olmak üzere kapalı yargılama sonunda karar verilmiştir.
Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin, 09.06.2011 tarih ve 2010/494 esas, 2011/366 karar sayılı kararının gerekçesi belirtildiği şekli ile şöyledir;
"Suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ...'in üzerlerine atılı Terör örgütünün propagandası yapma suçu ve birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçları ise toplanan deliller ve dosya içeriğine göre sabittir. Hazırlık aşamasında yasadışı gösterilerin yapıldığı ihbarı üzerine olay yerine giden emniyet görevlilerinin müdahalesi sırasında yasadışı yazı pankart taşıma,slogan atma bu şekilde yasadışı terör örgütünün propagandasını yapma suçları dosya içindeki CD çözümleme tutanakları, ...'nın üzerinde ele geçirilen defter, ...'ın üzerinde yakalanan kitap içeriğinden bellidir. Yakalama ve arama elkoyma tutanakları da iddianamede ayrıntılarından söz edilen eylemin suça sürüklenen çocuklar tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Bu nedenle suça sürüklenen çocukların savunmaları kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik olarak değerlendirilmiştir ve itibar edilmemiştir. Özellikle güvelik kamera görüntülerine bakıldığında bilirkişinin CD çözümlemelerinden de anlaşılacağı gibi suça sürüklenen çocukların kimlikleri açıkça bellidir ve atılı eylemleri gerçekleştirdikleri net olarak bu görüntülerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle kararda bu deliller esas alınmıştır. Dosya içindeki tutanaklar ile iddianamede ayrıntıları gösterilen eylemler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesindeki suçu oluşturmaktadır. Müşteki ...'ın eylem günü işyeri kepenklerini kapatmaması üzerine onu işyerini kapatması konusunda tehditle yıldırmaya çalışmaları ile TCK.106/1,2 maddesindeki suçun oluştuğu kabul edilmiştir."
Kararın temyizine müteakip yapılan incelemede, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 02.02.2016 tarih, 2015/3964 esas ve 2016/413 karar sayılı kararı ile özetle;
I-) Suça sürüklenen çocuk ... hakkında terör örgütünün propagandasını yapma ve tehdit suçlarından kurulan hüküm yönünden, suça sürüklenen çocuğun, suç ortakları ile birlikte, herhangi bir söz sarf etmeksizin ancak örgüt çağrısına uymayıp müştekinin işyerini kapatmaması nedeniyle işyerine zarar vermeleri şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK’nın 117 ve 119. maddelerine temas eden suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde tehdit suçundan hüküm kurulmuş ise de; suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu ile terör örgütünün propagandasını yapma suçu için 3713 sayılı Kanunun 7/2 ve TCK’nın 117 ve 119. maddelerinde belirlenen cezanın süresi itibariyle, TCK'nın 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen zamanaşımının, suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükümlerin bozulmasına, CMUK'nın 322. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkındaki davaların zamanaşımı nedeniyle düşmesine,
II-) Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında terör örgütünün propagandasını yapma ve tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden,
a-) Hükümden sonra 06.03.2014 tarih ve 28933 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12. maddesinde yapılan değişiklik karşısında, görev hususunun nazara alınmasında zorunluluk bulunması,
b-) Suça sürüklenen çocuklara yüklenen propaganda suçunun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında hukuki durumlarının yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
c-) Suça sürüklenen çocukların, herhangi bir söz sarf etmeksizin ancak örgüt çağrısına uymayıp müştekinin işyerini kapatmaması nedeniyle işyerine zarar vermeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK’nın 117 ve 119. maddelerine temas eden suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
d-) Kabul ve uygulamaya göre de; tehdit suçundan hüküm kurulurken temel ceza uygulamasında suça sürüklenen çocuklar yerine “..., ..., ... ve ...” isimli dava dışı kişiler yönünden uygulama yapılarak hükmün karıştırılması, mahsup hükmünün uygulanması sırasında, CMK'nın 232/6. maddesine aykırı olarak, uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, yargılama giderinin suça sürüklenen çocuklardan ayrı ayrı tahsili yerine müştereken alınmasına karar verilmesi, nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir.
Dosya Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin 2016/268 esasına kaydedilmiştir. 11.04.2016 tarihli tensiple, başlık kısmında ... ve ...'nın taraf ve kimlik bilgilerine yer verilerek fakat 2 nolu kararda suça sürüklenen çocukların adları belirtilmek sureti ile; suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ...'ın üzerlerine atılı “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Mala Zarar Verme, Tehdit” suçlarına bakma görevinin 6526 Sayılı Kanunun 12. maddesine göre Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek, dosya Mersin Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında verilen Mersin 2.Çocuk Mahkemesinin 11.04.2016 tarih, 2016/268 esas ve 2016/336 karar sayılı gerekçeli kararı, ceza evinde bulunan suça sürüklenen çocuğa, 04.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Karar, 23.05.2016 tarihli kesinleşme şerhine göre itiraz edilmeden, 12.05.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararı ile gönderilen dosya, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/268 esasına kaydedilmiştir. Kovuşturma sürecinde, başka suçtan tutuklu bulunduğu ceza evinden getirilerek hazır edildiği, müşteki ve müdafininde hazır bulunduğu, 15.11.2016 tarihli 2.duruşmada, Mersin 2. Çocuk Mahkemesi kararı, Yargıtay bozma ilamı ve görevsizlik kararı ile eklerine diyeceklerinin sorulmasına müteakip, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, iddia makamının, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...' un iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan eylemlerine uyan 5237 Sayılı TCK 37/1, 31/3 delaletiyle 117/1, 119/1(c), 54, 63. maddelerince cezalandırılmalarına; terör örgütü propagandası yapmak suçundan eylemlerine uyan 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi uyarınca açılan kamu davasının ertelenmesine karar verilmesine yönelik mütalaası kapsamında, suça sürüklenen çocuk ... yönünden özetle;
"2- Suça sürüklenen çocuk ...'un eylemine uyan, terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı yasanın 7/2, TCK'nın 31/3 maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; 6352 sayılı geçici 1 maddesindeki yasal düzenleme dikkate alınarak geçici 1 maddenin 1-b ve 2. fıkrası uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine; geçici 1. maddenin 2. fıkrası uyarınca kovuşturmanın ertelenmesinden itibaren 3 yıl içerisinde basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup, temel şekli itibariyle adli para cezasını yada üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren yeni bir suç işlemediği takdirde düşme kararı verileceği, bu süre zarfında belirtilen suçlar kapsamında yeni bir suç işlemesi halinde kovuşturmaya devam olunacağının ihtarına,
4-Suça sürüklenen çocuk, ...'un iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu işlediği sabit olduğundan;5237 sayılı TCK'nin 117/1, 119/1-c , 31/3 maddelerince 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına"
Dair; müşteki, suça sürüklenen çocuklar ve suça sürüklenen çocuklar müdafiinin yüzüne karşı tefhim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde, kovuşturmanın ertelenmesi kararları yönünden itirazı kabil; iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan verilen mahkumiyet kararları yönünden ise tefhim tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.
Mersin 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.11.2016 tarih, 2016/268 esas ve 2016/356 karar sayılı kararın gerekçesinin ilgili kısımları özetle şöyledir;
"Soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
SSÇ'ler ... ve ...'ın yasadışı gösterilerin yapıldığı ihbarı üzerine olay yerine giden emniyet görevlilerinin müdahalesi sırasında yasadışı yazı ve pankart taşıdıkları, slogan attıkları, dosya içindeki CD çözümleme tutanaklarından anlaşılmış, ...'nın üzerinde ele geçirilen defter, ...'ın üzerinde yakalanan kitap içeriğinden ve yakalama ve arama elkoyma tutanaklarından yasadışı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarını işledikleri sabit görülmüştür. Bu nedenle suça sürüklenen çocukların savunmalarının kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar edilmemiş, SSÇ'ler hakkında ayrı ayrı 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası verilmiş, her iki SSÇ'nin de suç tarihinde 15 yaşını bitirip 18 yaşını doldurmadıkları anlaşıldığından TCK'nun 31/3 maddesi gereğince ayır ayrı indirime gidilerek 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Suç tarihinin 15/02/2009 olması ve hükmolunan netice cezanın miktarının 8 ay olması nedenleriyle 6352 sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde düzenlenen şartların oluştuğu anlaşılmış ve SSÇ'ler hakkında ayrı ayrı kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmiştir.
SSÇ'ler ... ve ...'ın müştekiyi tehdit ederek işyerini kapatmasını sağladıkları, bu şekilde iş ve çalışma hürriyetini kısıtladıkları, müşteki beyanı ve kamera kayıtlarından anlaşılmış ve SSÇ'lerin atılı suçu işledikleri sabit görülmüştür. Her ne kadar 15/11/2016 tarihli celsede, müşteki ... zararının giderildiğini ve şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmiş ise de suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş olması nedeniyle TCK'nun 119/1-c maddesi kapsamında nitelikli halin gerçekleştiği değerlendirilmiş, bu madde kapsamında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının şikayete bağlı olmaması da gözetilerek SSÇ'lerin atılı suçtan ayrı ayrı 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Her iki SSÇ'nin de suç tarihinde 15 yaşını bitirip 18 yaşını doldurmadıkları anlaşıldığından TCK'nun 31/3 maddesi gereğince ayır ayrı indirime gidilerek 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
SSÇ'lerin yargılamayı kolaylaştıran tutum ve davranışlarının bulunmaması ve sabıkalı oluşları gözetilerek TCK'nın 62 maddesi gereğince takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına yer olmadığına, SSÇ'lerin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetlerinin bulunduğu anlaşıldığından ve tekrar suç işlemeyecekleri konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından CMK 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ve aynı gerekçelerle TCK 51 maddesi gereğince hükmolunan cezaların ertelenmesine yer olmadığına ayrı ayrı karar verilmiştir."
02.12.2016 tarihli Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşme şerhine göre kovuşturmanın ertelenmesi ve mahkumiyet kararları, itiraz ve temyiz edilmeden 23.11.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Hükümlü ..., iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan verilen mahkumiyet hükmünü infaz etmiştir.
Hükümlü ...'un 03.01.2020 tarihli Adalet Bakanlığına gönderdiği dilekçesi ile, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/268 Esas - 2016/356 Karar sayılı kararının, yapılan yargılamada savunma hakkının kısıtlandığını, savunmalarına itibar edilmediğini, yaş küçüklüğünün dikkate alınmadığını, şikayet bulunmamasına rağmen kendisi hakkında iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan 8 ay hapis cezası verildiğini ve müdafiinin karara itiraz etmemesi dolayısıyla kararın bu şekilde kesinleştiğini, bu nedenlerle kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasını ihbar etmiştir.
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, 05.02.2020 tarihli yazısı ile hükümlü ...'un beyan dilekçesinde belirttiği şekliyle savunma hakkının kısıtlandığına dair herhangi bir duruma rastlanılmadığı, beyanlarının aksine kendisi hakkında yaş küçüklüğü gerekçesiyle ceza indiriminin yapılmış olduğu, kararı usul ve yasaya uygun olarak verildiği ve kesinleştiği ve karar yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı görüşünde bulunulmuştur.
01.03.2021 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/268 esas, 2016/356 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonunda hüküm tarihi itibariyle dava zaman aşımının gerçekleştiği gözetilmeden terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 6352 sayılı Kanunun geçici 1-b maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan hapis cezası ile mahkumiyetine dair verilen kararda hukuki isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Uyuşmazlık kapsamında yasal düzenlemeler şöyledir;
5237 sayılı TCK'nın
Dava zamanaşımı
Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.
Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde 67- (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
Madde 117- (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Ortak hüküm
Madde 119- (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
3713 sayılı TMK'nın;
Terör örgütleri
Madde 7 – (Değişik: 29/6/2006-5532/6 md.)
Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.
(Değişik ikinci fıkra: 11/4/2013-6459/8 md.) Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:17/10/2019-7188/13 md.) Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) (Mülga: 27/3/2015-6638/10 md.)
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.
(Ek fıkra: 27/3/2015-6638/10 md.) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin cebir ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, molotof ve benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı maddeler bulundurmaları veya kullanmaları halinde verilecek cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz.
İkinci fıkrada belirtilen suçların; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur.
(Ek fıkra: 11/4/2013-6459/8 md.) Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına;
a) İkinci fıkrada tanımlanan suçu,
b) 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçu,
c) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçunu, işleyenler hakkında, 5237 sayılı Kanunun 220 nci maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ayrıca ceza verilmez.
3713 sayılı Kanunun 7 maddesi; 6353 sayılı kanunla değişik hali
Terör örgütleri
Madde 7 – (Değişik: 29/6/2006-5532/6 md.)
Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.
Terör örgütünün propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan (…) yayın sorumluları hakkında da bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Ancak, yayın sorumluları hakkında, bu cezanın üst sınırı beşbin gündür. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması.
b) Terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde, örgüte ait amblem ve işaretlerin taşınması, slogan atılması veya ses cihazları ile yayın yapılması ya da terör örgütüne ait amblem ve işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.
İkinci fıkrada belirtilen suçların; dernek, vakıf, siyasî parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde işlenmesi halinde bu fıkradaki cezanın iki katı hükmolunur.
6352 sayılı Kanun;
Dava ve cezaların ertelenmesi
Geçici Madde 1 – (1) 31.12.2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkumiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.
(2) Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam olunur.
(3) Mahkumiyet hükmünün infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkumiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlemesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen mahkumiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur.
(4) Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi halinde erteleme süresince ceza zamanaşımı durur; kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi hâlinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri durur.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiş olması halinde dahi, bu madde hükümleri uygulanır.
(6) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiş mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olması hâlinde bu mahkûmiyet hükmüne bağlı yasaklanmış hakların 25.05.2005 tarihli ve 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 13/A maddesindeki şartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir.
Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(8) Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiği hâllerde, bu suçlar 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre ilişkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz.
Ceza Genel Kurulunun 13.06.2006 gün ve 151-157 kararında da açıkça vurgulandığı üzere; Yasa yararına bozma kurumu, kesin hükmün otoritesini etkileyen, ileri sürülen hukuka aykırılıkların saptanması ile sınırlı ve bu aykırılıkların savunma hakkını kısıtlama veya kaldırma sonucunu doğurduğu yahut hükmü etkilediğinin belirlenmesi durumunda, hükmün bu nedenlere dayalı olarak bozulmasını gerektiren olağanüstü yasayoludur. Yargıtay’ın olağan yasayolu olan temyiz denetimi sırasında yasaya ve yargısal kararlara dayalı olarak gerçekleştirdiği uygulamaların tümünün, yasa yararına bozma kurumunda da geçerli olduğu söylenemez. Dolayısıyla, Yargıtay’ın öğretici ve yol gösterici niteliği gereği temyiz denetimi sırasında uyguladığı “kabule göre bozma” yöntemine, istisnai ve olağanüstü bir yol olan yasa yararına bozma istemi üzerine yapılan incelemede başvurulması sistemin özüne aykırıdır. Bu nedenle Özel Dairelerin, olağan yasayolu denetiminde olduğu gibi, yasaya aykırı uygulama yapıldığını saptadıklarında, kabule göre bozma kararı vermelerine ya da uyarıcı nitelikte eleştiride bulunmalarına, olağanüstü bir yasayolu olan yasa yararına bozma kurumunda olanak bulunmamaktadır (CGK. 07.07.2009 gün, 2009/9-155-192 ve 13.06.2006 gün, 2006/151-157 karar sayılı kararları ile 4 CD.27.04.2011-2011/1633-5859).
İnfaz edilmiş olan hüküm aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulması mümkündür.(CGK.,17.02.2004-2004/2-16-53; 11.05.2004-2004/10-95-114)
Belirtilen yasal düzenlemeler ve bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suç tarihi itibari ile 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı terör örgütünün propagandasını yapmak ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının, kanunda öngörülen cezalarının süresi bakımından; zamanaşımı süresini kesen son işlem olan ve bozma ile ortadan kalkan mahkumiyetine ilişkin kararın verildiği 09.06.2011 tarihinden, nihai hüküm tarihi olan 15.11.2016 tarihine kadar Türk Ceza Kanunun 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde belirlenen 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmakla, anılan suçlardan açılan davaların, dava zamanaşımı nedeni ile düşürülmesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmadığından 1 nolu istemin kabulüne, 1 nolu istemin kabulü karşısında, 2 nolu taleple ilgili olarak değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamesinde yer alan düşünce yerinde görüldüğünden, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/268 esas, 2016/356 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendine göre karar verilmesi mümkün olduğundan; hükümlü hakkında açılan kamu davasının Türk Ceza Kanunun 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde belirlenen 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşılmakla 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.