Esas No: 2021/3706
Karar No: 2022/983
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/3706 Esas 2022/983 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/3706 E. , 2022/983 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Terör örgütü propagandası yapmak
Hüküm : Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 06.07.2015 tarih ve 2015/2835 - 2015/2301 sayılı bozma ilamına direnilmesine, 3713 sayılı Kanunun 7/2-b-2, TCK'nın 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan sanık ...'nin 3713 sayılı Kanunun 7/2-b-2., TCK'nın 62, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin Diyarbakır (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesince (TMK'nın 10. maddesi ile görevli) verilen 30.05.2013 tarihli ve 81-155 sayılı hükmün sanık müdafiisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 06.07.2015 tarih ve 2835-2301 sayılı ilamı ile; ''Barış ve Demokrasi Partisi Diyarbakır kadın kolları tarafından anneler günü nedeniyle organize edilen izinsiz gösteri yürüyüşünde toplanan 200 kişilik grubun herhangi bir şiddete başvurmadığı, bu grup içinde bulunan sanığın silahlı terör örgütü lehine atmış olduğu sloganın cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek nitelikte olmadığı anlaşılmakla, bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hâlde yazılı gerekçe ile sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulduğu ,
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince, 03.12.2015 tarih ve 354-338 sayılı kararı ile önceki kararda direnilerek sanığın mahkumiyetine karar verildiği,
Direnme kararına konu hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 23.02.2017 tarih ve 219-897 sayılı kararı ile bozma kararında bir isabetsizlik olmadığından incelenmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderildiği,
Ceza Genel Kurulunun 18.02.2020 tarih ve 2017/16-384 E.- 2020/111 K. sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin direnme gerekçesi isabetli bulunarak, uygulamanın denetlenmesi bakımından dosyanın Daireye gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dairenin, Yüksek Ceza Genel Kurulunun incelemesine konu iş bu kararında da görüldüğü üzere istikrar kazanmış uygulamalarına göre; yasa dışı gösteride terör örgütünün üyesi ve destekçisi olduğunu belli edecek şekilde slogan atılması halinde de 3713 sayılı yasanın 7/2-son cümlesi b/2 bendinde düzenlenen suçun oluşması için tipik eylemin hukuka uygunluk sebebi olarak ifade özgürlüğü bağlamında yerleşik parametreler çerçevesinde ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Ne var ki, somut olayla sınırlı olarak bağlayıcı olması nedeniyle sanığın eyleminin müsnet suçu oluşturduğuna dair sübut ve vasfın tayini yönünden Ceza Genel Kurulunun kararı kapsamında yapılan incelemede;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine.Ancak;
İstikrar kazanmış yargısal kararlarda (Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25, 03.02.2009 gün ve 250-13 ile 29.09.2009 gün ve 130-213 sayılı kararları vb. ) açıkça belirtildiği gibi; şartlı bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, objektif şartların (mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmama, zararın giderilmesi) varlığı halinde, 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması halinde, mahkemece diğer kişiselleştirme hükümleri olan seçenek yaptırımlara çevirme ve ertelemeden önce değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda CMK’nın 231. Maddesinde öngörülen objektif ve sübjektif şartlar denetime imkan verecek şekilde tartışılmadan hükmedilen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmiş olmasına dayanan ve yasal olmayan gerekçeyle, CMK'nun 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır 7.Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.