17. Hukuk Dairesi 2018/3666 E. , 2020/3737 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının kasko poliçesi ile sigortaladığı aracın, davalının yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolun sağ kısmının gevşek malzemeyle yığma topraktan yapılmış olması ve bu hususta işaretleme de yapılmamış olması nedeniyle kaza yaptığını, sigortalı aracın ağır hasar görüp pert olduğunu, sigortalılarına 32.901,00 TL. hasar bedelini ödediklerini belirterek 32.901,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusur ve sorumluluğa itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 32.901,00 TL. rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 08.07.2011"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.05.2016 tarih, 2016/118 Esas ve 2016/5628 Karar sayılı ilamı ile "davaya konu edilen alacakla ilgili Balıkesir İdare Mahkemesi"ne açılan 2012/469 Esas sayılı davada adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği dikkate alınarak, anılan dava sonunda verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; eğer idari yargıda verilip kesinleşmiş görevsizlik kararı mevcut ise eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolu görevli olduğundan, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamanın durdurulup (UMK m. 19/I),
dosyanın yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesi; bu mahkemece verilecek karar beklenerek sonucuna göre karar verilmesi; şayet idari yargıda verilen karar kesinleşmemiş ise, idari yargı yolunun davada görevli olduğu gözetilerek, davada idari yargı yolunun görevli olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 16.250,00 TL. tazminatın ödeme tarihi olan 08.07.2011"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; mahkeme ilk kararının sadece görev yönünden incelendiği ve ilk kararı temyiz eden davalı vekilinin kusura yönelik temyiz itirazlarının incelenmediği dikkate alındığında, ilk hükümle davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmamasına; konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 830,03 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 22/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.