Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5526
Karar No: 2020/1573
Karar Tarihi: 24.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5526 Esas 2020/1573 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5526 E.  ,  2020/1573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; tarımsal sulama abonesi olduğunu, 26.03.2012 tarihinde evine gelinerek sayacın kontrolü sonucu 85.279,30 TL fatura tahakkuk ettirildiğini, bu faturanın haksız olduğunu, arazinin ... sulama alanı içerisinde olduğunu, tüketim bedeli olarak tahakkuk ettirilmesi gereken faturanın 60,00 TL civarında olması gerektiğini, 1999 yılında Harran baraj suyunun gelmesi üzerine elektriğin sadece ev ihtiyacı için kullanıldığını ileri sürerek, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle adına tahakkuk ettirilen 62.039,90 TL nedeniyle davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; davanın reddini dilemiştir
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 62.039,90 TL borçlu olmadığının, 6.188,13 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine “ Dairemizin 22/01/2015 gün, 2014/9291 Esas, 2015/1276 Karar sayılı ilamı ile “ tarımsal sulama abonesi davacı hakkında tutulan kaçak tutanağına istinaden kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedellerinin tahsilinde sakınca görülmediği ancak, bu bedellerin hükme esas alınan bilirkişi raporunda mevzuat hükümlerindeki yöntem dikkate alınmaksızın hesaplandığı bu nedenle mahkemece, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi ile bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması gerektiği…” belirtilerek bozulmuştur. Bu defa mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalı kuruma, 23.469,90 TL. borçlu olmadığının, 38.570,00 TL borcu olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 30.11.2017 gün, 2017/12126 -16829 E-K sayılı ilamı ile “ 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2)Dava, kaçak elektrik kullanımına dayalı borç tahakkukundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının ... Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde ... tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin ..."na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, ... kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
    Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada geçmişede etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun "17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde ....nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
    Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Yine tutanak tarihinde Kaçak Elektrik Kullanımlarındaki Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esasları düzenleyen ... nın 29.12.2005 Tarih 622 sayılı Kurul kararının 1-E maddesinde kaçak tahakkukunda "Tüm kaçak kullanımlara tek terimli aktif enerji tarifesi üzerinden yapılır", aynı kurul kararının 1-B-1-a maddesinde ise Kaçak Ek tahakkuk hesabında ise " yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim
    fiyatlar dikkate alınır..." düzenlemesi mevcut olup buna göre Kaçak Tahakkuk hesaplamasında kayıp-kaçak, dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH, sayaç okuma gibi ilave bedeller katılmaksızın tahakkukta "Aktif enerji bedeli", Kaçak EK tahakkukta ise Aktif enerji bedeline dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH, Sayaç okuma, Kayıp-kaçak vs bedellerinin ilavesiyle ortaya çıkan birim fiyatlar üzerinden tahakkukların yapılması gerekir.
    Somut olayda; hükme esas alınan 04.01.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda tahakkuk türlerine göre kaçak elektrik tüketim bedelinin hesaplamasında Kayıp/kaçak bedeli, Dağıtım bedeli, İletim bedeli, PSH (Perakende satış hizmet) bedeli, sayaç okuma bedelleri hariç tutularak aktif enerji bedeli üzerinden doğru olarak hesaplama yapılmışsa da KAÇAK EK TAHAKKUK hesaplamasının ise dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH, Sayaç okuma, Kayıp-kaçak bedellerininde bulunduğu birim fiyatlar üzerinden hesaplamanın yapılmayıp yine aktif enerji bedelinin yalın olarak kullanılarak hatalı hesaplamasının yapıldığı, yukarıda açıklanan karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan geçmişe yürürlüklü ve derdest davalara uygulanması gereken yasa değişikliklerine göre de aktif enerji bedeline bu ilave bedellerin katılarak bulunacak birim fiyat üzerinden hesap yapılmadığı, anılan raporun bu yönden Yargıtay denetimine açık ve yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, dosyanın 04.01.2016 tarihli bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişi kuruluna verilip, davalının itirazlarının Kaçak Ek tahakkuk hesaplamasında kullanılan elektrik birim fiyatları tespitinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, de değerlendirilerek ... "nın 622 sayılı Kurul kararına uygun Kaçak tahakkukun hesabında Aktif Enerji Bedeli, Kaçak Ek tahakkukun hesabında ise tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki aktif enerji bedeline dağıtım bedeli, iletim bedeli, PSH,Sayaç okuma, Kayıp-kaçak vs bedellerinin ilavesiyle ortaya çıkan birim fiyat üzerinden miktarlarının hesaplatılarak ek rapor alınması, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde 06/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 3.804,49 TL borcu olmadığının 58.325.41 TL borcu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen kaçak bedeli ile ek tahakkuk bedeline yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
    Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda gösterilen hukuki esaslar gereğince hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.( 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale
    sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Dairemizin 30.11.2017 tarihli bozma ilamında; tahakkuk türlerine göre kaçak elektrik tüketim bedelinin hesaplamasında kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedelleri hariç tutularak aktif enerji bedeli üzerinden hesaplamanın yapılması, kaçak ek tahakkuk bedeli hesaplanmasında ise kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedellerininde bulunduğu birim fiyatlar üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiği açıklanmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta; kaçak ek tahakkuk bedeli yönünden verilen karar usul ve yasaya uygun ise de; bozma ilamına uyulmasına rağmen; hükme esas alınan 06/03/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, kaçak elektrik tüketim bedelinin hesaplanmasında; davacının tahakkuk ettirilen aynı döneme ilişkin tüketim miktarı düşülerek hesaplama yapılmasında sakınca görülmemiş ise de; kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedelleri de dahil edilerek hesaplama yapılması doğru olmamıştır.
    Hal böyle olunca; mahkemece davacının ödeyeceği kaçak ek elektrik tüketim bedelinin hesaplamasında kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedelleri hariç tutularak aktif enerji bedeli üzerinden yapılan hesaplama esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile sözü edilen bedellerin dahil edildiği hesaplama sonucu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi