9. Hukuk Dairesi 2015/22964 E. , 2015/33584 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Mart-22/10/2014 tarihleri arasında davalı işverenlikte acil serviste İç hastalıkları uzmanı olarak çalıştığını, davacıya 22/10/2014 tarihinde iş akdinin feshedildiği bildirilmesine rağmen 31/10/2014 tarihine kadar çalıştığını, davalı işverenin iş akdinin feshinde davacının başka bir sağlık kuruluşunda nöbet tuttuğunun tespit edilmesi ve bu davranışın sözleşme hükümlerine, sağlık mevzuatına aykırı olmasını gerekçe göstererek iş akdini feshettiğini, ancak davacının başka hastanede nöbet tuttuğu iddiasının doğru olmadığını ve bu konu ile ilgili herhangi bir sözlü yada yazılı uyarı almadığını, davacının iş akdi feshedilirken savunmasının alınmadığını ve verimi ile ilgili nedenlerle iş akdinin feshedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, işyerinde işini iyi yapan sürekli övgü toplayan bir hekim olduğunu ve iş akdi feshedilirken Yargıtay kararlarında gözetilen feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığını belirterek davacının işe iadesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Cevap dilekçesi verilmemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davalının davaya cevap vermediği duruşmalara katılmadığı, delil sunmadığı feshin bu nedenle geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu kanunun uygulanması için çıkarılan Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir.
Davalı tüzel kişilik olup, tüzel kişiye yapılacak tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12., 13. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 20. ve 21. maddesinde yer almaktadır. Yönetmeliğin 21. maddesinde “(1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
(2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir.
(3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.”
Dosya içeriğine göre davalıya dava dilekçesi ve duruşma günün tebliğine ilişkin mazbatanın üzerinde “Tebliğ evrakı işyerinde daimi işçisi .... imzasına 30.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir” yazmaktadır. Tüzel kişinin yetkili temsilcisi veya ondan sonra gelen veya evrak müdürü gibi bu tür işlerle görevlendirilen kişi işçi de olabilir. Tebliğ yapılan kişinin Yönetmeliğin 20. maddesinin birinci ve 21. maddesinin ikinci fıkralarında belirtilen tebligatı almaya yetkili temsilci, ondan sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olup olmadığı araştırılıp tebligatın usulsüz olup olmadığı mevzuat hükümleri karşısında değerlendirildikten sonra usulsüz olmadığı tespit edilirse şimdi ki gibi, usulsüz olduğu değerlendirilirse iddia ve savunmalar değerlendirilip deliller toplanıp esasa girilerek karar verilmesi gerekir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.