2. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/4210 Karar No: 2020/5095
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/4210 Esas 2020/5095 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, bir karşılıklı boşanma davasında yapılan muhakeme sonucunda tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası takdiri ile fazlaya ilişkin tedbir nafakası talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, her iki tarafın tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından \"Kusur belirlemesi ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri\" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ancak istinaf sırasında erkeğin reddedilen tazminat talepleri hakkında istinaf talebi bulunmamaktadır. Bölge adliye mahkemesi tarafından uygun olmayan istinaf sınırlaması yapılmak suretiyle hüküm verilmiştir. Ayrıca davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen toplu yoksulluk nafakası için gerekçe kısmında \"İrat yerine toptan ödenmesine\" karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında \"İrat şeklinde ödenmesine\" karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Karar, bu sebeplerle bozulmuştur. İstinaf incelemesi, tarafların talep sonuçları ile sınırlıdır ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle yapılır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereği istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık
2. Hukuk Dairesi 2020/4210 E. , 2020/5095 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakasına toplu olarak hükmedilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince "Her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası takdiri ile fazlaya ilişkin tedbir nafakası talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olmaları nedeniyle her iki tarafın tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından "Kusur belirlemesi ile reddedilen nafaka ve tazminat talepleri" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Kadının istinaf dilekçesinde "Asıl ve karşı davanın kabulü ile erkeğin reddedilen tazminat taleplerine" yönelik istinaf talebi bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 355. maddesinde; istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık görülen haller dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının "Asıl ve karşı davanın kabulü ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri" hakkında istinaf başvurusu bulunmamasına ve dolayısıyla istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olmalarına karşın, talebe uygun olmayan istinaf sınırlaması yapılmak suretiyle, erkeğin asıl boşanma davasının reddine, asıl davada harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalı erkeğe yüklenmesine, kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen toplu yoksulluk nafakasının, gerekçe kısmında "İrat yerine toptan ödenmesine" karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında hükmedilen toplu yoksulluk nafakasının "İrat şeklinde ödenmesine" karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.11.2020 (Pzt.)