13. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/9083 Karar No: 2013/17435 Karar Tarihi: 25.6.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/9083 Esas 2013/17435 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/9083 E. , 2013/17435 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR Davacı, davalıların 5.7.2010 tarihli sözleşme ile ..... parsel 3 kat 6 nolu bağımsız bölümü kendisine satmış bulunduklarını, bedelinin davalılara tamamen ödenmiş olduğunu ancak bu zamana kadar davalılara yapılan yazılı ve sözlü taleplere rağmen daireyi teslim etmediklerini ve içerisinde yapmaları gereken işleri henüz bitirmediklerini, davalının teslim etmediği daire için 30.10.2010 tarihinden itibaren aylık 500-TL kira bedelinin davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin hakları mahfuz tutularak karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta davalıların (satıcı), davacıya (alıcı) konut amaçlı taşınmaz (mesken) satma vaadinde bulunduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu hali ile taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, dava dilekçesinde şirketinde hasım gösterilmesine karşın, karar başlığında davacı şirketin yazılmaması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.