14. Hukuk Dairesi 2018/3407 E. , 2020/6117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.06.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan ... ve ...’in, ... 1. Noterliğinin, 01.03.2006 tarihli ve 3024 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile ... Mahalllesi 1539 ve 280 parseller, ... Mahallesi 380, 458, 806, 848, 1137, 1170, 2000, 2001, 5626, 6285, 6293, 9031, 9152, 9158 ve 9165 parseller, 139 ada 2 parsel, 244 ada 2 parsel, 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm hak ve hisselerinin tamamını müvekkiline satmayı vadettiklerini, bedelin nakden ve peşinen müvekkili tarafından ödenerek taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğini; diğer davalılar murisi ... ’un ise, ... 1. Noterliğinin, 31.10.1996 tarihli ve 17040 sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile İstanbul ili, ... ilçesi hudutlarındaki bilimum taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinin tamamını müvekkiline satmayı vadettiğini, davaya dayanak bu sözleşmenin yetkili kılınan vekil aracılığıyla yapıldığını, bedelin nakden ve peşinen müvekkili tarafından ödenerek taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğini, davacının, muris ...’un mirasçısı bir diğer ifadeyle elbirliği ortağı da olması sebebiyle sözleşmenin ifa olanağının da bulunduğunu ileri sürerek anılan taşınmazlarda davalılara ait payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davacı vekili, 18.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle; ortaklığın giderilmesi davası sonucu ... Mahallesi 380, 458, 806, 848, 1137, 1170, 139 ada 2 parsel, 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar ile ... Mahallesi 280 ve 1539 parsel sayılı taşınmazların ihaleye çıkarılarak müvekkili tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, anılan parseller yönünden 1.118.906,03 TL değer üzerinden tapu iptali ve tescil taleplerini tazminat talebi olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil ile tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olay incelendiğinde; mahkemece, davaya konu taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri çerçevesinde davalılara, murislerinden intikal edecek miras paylarının satışının vadedildiği kabul edilerek dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Köyü 244 ada 2 parsel, 2000 parsel, 2001 parsel, 5626 parsel, 6285 parsel, 6293 parsel, 9031 parsel sayılı taşınmazlardaki muris ...’un payı esas alınarak davalıların miras payları oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de muris ...’un, bu taşınmazlardan 244 ada 2 parsel, 5626 parsel, 6285 parsel, 6293 parsel, 9031 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan ... ve ...’un mirasçısı olduğu, ...’un kendi payı dışında anılan kişilerin mirasçısı olarak da taşınmazlarda pay sahibi olduğu gözetilerek ...’a bu kişilerden intikal edecek paydan davalılara intikal edecek payların belirlenerek karar verilmesi gerekirken muris ...’un miras payları nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, hükmün 7. bendinde vekalet ücretinin davacıya verilmesi gerekirken Hazineye irat kaydına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2). bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.