16. Hukuk Dairesi 2020/8603 E. , 2020/4966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1972 yılında yapılan kadastro sonucu, ... çalışma alanında bulunan 600,00 metrekare yüzölçümündeki 176 parsel, 880 metrekare yüzölçümündeki 179 parsel sayılı taşınmaz ve 200 metrekare yüzölçümündeki 180 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2"şer payla ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmişken yörede 2012 yılında 3402 sayılı Kanun"un 22/2-a maddesi gereği yapılan yenileme kadastrosunda taşınmazlar sırası ile sırası ile 243 ada 4, 7 ve 6 parsel sayıları alarak 837.96, 1.165,91 ve 223,28 metrekare yüzölçümleri ile mevcut kayıt malikleri adına tescil edilmiştir. Davacı ... İdaresi, 11.09.2015 havale tarihli dilekçesi ile 243 ada 4, 6, 7 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını belirterek tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 243 ada 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 243 ada 7 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 14.03.2016 tarihli raporunda gösterilen ve taşınmazın (B1) harfi ile gösterilen 892,34 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların 1972 yılında yapılan arazi kadastrosunda davalılar adına tespit edildiği, 1981 yılında kesinleşen orman kadastrosunda 243 ada 4 ve 6 parsellerin tamamının, 243 ada 7 parselin ise fen bilirkişinin 14.03.2016 tarihli raporunda (B1) ile gösterilen kısmının orman sınırları içerisine alındığı, yargılama sırasında 16.10.2015 tarihinde ilan edilerek 16.11.2015 tarihinde kesinleşen 2/B madde uygulaması ile tahdit içinde kalan taşınmazların orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. 2/B uygulaması temyize konu davanın devamı sırasında yapıldığına göre; eldeki davanın aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itirazı da içerdiği kuşkusuzdur. Bu nitelikteki uyuşmazlıklarda ise 6831 sayılı Orman Kanunu"nun değişik 11. madde hükmü gereğince kadastro mahkemesi görevlidir. Bilindiği üzere görev, kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince de dava şartlarından olup; mahkemece, davanın her aşamasında istek olmaksızın kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
O halde, 6100 sayılı HMK"nın 165. maddesinde yer alan "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü karşısında mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, 2/B madde uygulamasına itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, itiraz davasının HMK"nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle; davalı ...’un temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.