10. Hukuk Dairesi 2015/5747 E. , 2015/6893 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Davalı işverene ait işyerinde askerlik öncesi 01.03.2002-21.08.2002 tarihleri arasında ve askerlik dönüşünden itibaren 1 ay önce başlayarak 09.09.2008 tarihine kadar hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 87. maddeleridir.
Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin temyiz denetimi üzerine davacının, çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, dosyadan, davacının çalıştığı işyerinde talebe konu dönem boyunca çalışan yeterli sayıda bordrolu tanık dinlenmediği, davalıya ait işyerinde mevsimlik mi, yoksa, sürekli mi çalışma yapıldığının net olarak belirlenmediği görüş ve gerekçesiyle bozulmuş olup, 28.11.2014 gün ve 2013/5779–22546 sayılı anılan ilâma uyulmasına karşın bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Bu bakımdan; davacının çalışmasının niteliğinin belirlenmesi için, ilgili vergi dairesinden bildirilen muhtasar beyannameler sorularak, davalı şirketin sürekli mi, yoksa, mevsimlik mi çalıştığı araştırılmalı; yargılama sürecinde dinlenen tanıkların beyanları arasındaki işyerinde mevsimlik çalışma olup olmadığına ilişkin belirgin çelişki giderilmeli, bu nedenle, davacının çalışmalarını bilebilecek durumda olan, çalışmaları kayıtlara geçmiş ve işverene karşı açtığı davası bulunmayan bordrolu
çalışanlardan kanaat edinmeye elverişli sayıda olanlar re"sen tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, bu yönde yapılan araştırma yeterli olmaz ise, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler re"sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işyerinde hem sürekli, hem de mevsimlik işlerin yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde, davacının hangi bölümde çalıştığı, ne tür işler yaptığı net olarak belirlenmeli; bozmadan önce dinlenen tanıkların, işyerinde sigortasız işçi çalıştırıldığını beyan ettikleri, yine aynı işverene karşı benzer davaların açıldığı da gözetildiğinde, bu işlerin kimler tarafından, ne şekilde yapıldığı üzerinde durulmalı, Gaziantep Ticaret Odası’ndan gönderilen cevabi yazıdan kapasite raporlarının Gaziantep Sanayi Odası’nda bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre, kapasite raporları bu kurumdan sorularak celbedilmeli, varsa işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası getirtilmeli ve işçilik alacakları davasında dinlenen tanık anlatımları ile iş bu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak, varsa çelişkiler giderilmeli; imza incelemesi sonucu işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının el ürünü olduğu tespit edilmiş ise de, işyerinin özel işyeri olduğu da gözetildiğinde, hizmet tespiti davasının her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu, davacının da işe giriş bildirgesini okumadan imzaladığı yönündeki iddiası üzerinde durulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, ilk bozma öncesi yapılan yargılamada davacının imza asıllarının bulunduğu askerlik evrakları imza incelemesine esas olmak üzere getirilmiş olup her ne kadar mahkemece bozma sonrası askerlik evraklarının dosyada mevcut olduğu gerekçesiyle yeniden istenilmemiş ise de bu evraklarda davacının askere sevk tarihi yer almakla birlikte askerden ne zaman terhis olduğunu açıkça gösteren kayıt ve belgelerin olmadığı anlaşıldığından, terhis tarihini de içeren kayıtlar ilgili askerlik şubesi başkanlığından getirtilmeli; toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre, çalışma iddiası ispatlandığı takdirde, işin mevsimlik olduğu ve/veya davacının mevsimlik işlerde çalıştığı anlaşılırsa çalışma dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı, varsa çakışan askerlik süresi dışlanmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenerek, davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-) 6100 sayılı yeni HMK"nun 297. ve eski HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince hükmün gerekçe bölümünde iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep gösterilmelidir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği hususu bir Anayasa emridir. Kararın gerekçesiz olması mutlak bir temyiz (bozma) sebebidir. Çünkü gerekçe hakimin tesbit etmiş olduğu maddî vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Hâkim gerekçe sayesinde verdiği hükmün hukuka uygun olup olmadığını yani kendi kendini denetler. Yargıtay da bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir.
Mahkemece davanın reddine dair ilk kararının bozulmasının ardından, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen eldeki kararda; bozma ilâmına uyulduğu ve eksikliklerin giderildiği belirtilerek, sadece dinlenen tanık anlatımına yer verilerek gerekçesiz şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.