7. Ceza Dairesi 2018/14856 E. , 2021/4665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
22/04/2010 tarihinde sanığa ait barakalarda usulüne uygun olarak yapılan aramada 7 nolu barakada 250 litre, 8 nolu barakada ise 300 litre kaçak akaryakıt ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; 8 nolu barakada ele geçen akaryakıta ilişkin Birecik Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1195 Esas sayılı iddianamesi ile ayrı dava açıldığı ve Birecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/571 Esas sayılı dosyasında halen derdest olduğu anlaşılmakla, sanığa ait barakalarda aynı gün yapılan aramalarda ele geçen eşyalara yönelik açılan dosyaların birleştirilerek sanığın eylemlerinin tek suç olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11-son maddesinin yollamasıyla 3/5 madde ve fıkrası uyarınca temel cezanın belirlenmesinden sonra, 3/10.madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22 ve 5/2.maddelerinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-CMK"nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmayan ve talimat mahkemesinde alınan savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığın talimat evrakında KEMT varakası ya da kamu zararını belirten bir belge bulunmadığından kamu zararından haberdar olmadığı anlaşılmakla; dava konusu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler miktarın kamu zararı olduğunun sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/9. madde ve fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken "Sanığın kamunun uğramış olduğu maddi zararı gidermediği" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanığın ertelemeye engel adli sicil kaydının olmadığı anlaşılmakla, talimat yoluyla savunması alınan sanık hakkında "Suçu işledikten sonra pişmanlık göstermeyen sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluşmadığından" şeklindeki gerekçeyle hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken olumsuz kanaatin ne şekilde oluştuğunu gösterir gerekçe belirtilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesi yerine TCK"nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uzun süreli hapis cezası ertelenmeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın sadece altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Katılan EPDK"nun 15/01/2014 havale tarihli yazısında "lisans sahibi olmayan kişiler ile ilgili olarak müdahil sıfatıyla davayı takip olanağının kalmadığının" bildirildiği gözetilmeksizin müdahillik talebinden vazgeçen EPDK lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/03/2021 tariihinde oy birliğiyle karar verildi.