11. Hukuk Dairesi 2017/2640 E. , 2019/61 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/12/2017 tarih ve 2015/293 E - 2016/489 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin Esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/03/2017 tarih ve 2017/84-2017/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin vergi mükellefi olduğunu, 18.01.2011 tarihi itibariyle 640.125,42 TL vergi ve gecikme zammı borcu bulunduğunu, şirketin iki ortaktan oluştuğunu, 13.03.2010 tarihinde % 50 paya sahip şirket müdürü ve ortağı olan..."ün vefat ettiğini, mirasçılarının da mirası reddettiğini, 6762 Sayılı TTK"nın 504. maddesi uyarınca ortak sayısının bire inmesi, şirketin zaruri organlarından birisinin mevcut olmaması durumunda, verilecek münasip süre içinde eksiklik tamamlanmazsa şirket ortak ve alacaklılarının mahkemeden şirketin feshini isteyebileceklerinin düzenlendiğini, 6183 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre borçlunun iflası, mirasın reddi durumunda amme alacağının İİK"nın 206. maddesine göre imtiyazlı olacağını ileri sürerek, davalı şirketin ortak sayısının bire inmesi nedeniyle feshini, tasfiyesini, vergi borcundan kaynaklanan alacağın tasfiye işlemleri sırasında imtiyazlı alacak olarak dikkate alınmasına karar verilmesini ve şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava her ne kadar 6762 sayılı mülga TTK yürürlükte iken açılmış ise de; dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 574. maddesine göre limited şirketlerin tek ortaklı olarak dahi ticari hayatlarına devam etmesinin mümkün olduğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6103 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre de bu hükmün TTK"nın yürürlüğe girmesinden önceki olaylara da uygulanacağı, bu itibarla davalı şirketin ortak sayısının bire düşmüş olmasının şirketin feshini ve tasfiyesini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dava 6762 sayılı TTK döneminde açılmış olsa bile 6102 sayılı TTK ve 6103 sayılı Yürürlük Kanunu uyarınca limited şirketin tek ortakla tüzel kişiliğini devam ettirmesi mümkün olduğundan mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu ve diğer istinaf sebebi olarak belirtilen şirketin faal olmadığına yönelik itirazın ise; şirketin faal olmaması hususunun ancak şirketin haklı nedenle feshi için sebep oluşturabileceği, ve bu doğrultuda olmak üzere gerek 6762 sayılı TTK"nın 549. maddesi ve gerekse de 6102 Sayılı TTK"nın 636. maddesine göre haklı sebeplerin bulunması halinde sadece ortaklar tarafından fesih davası açılabileceği ve ayrıca istinaf itirazından önce davacı vekili tarafından şirketin faal olmadığına yönelik iddiada bulunulmayarak anılan hususun dava konusu da yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, her ne kadar vefat eden ortağın %50 oranındaki davalı şirket hissesi Kanun gereğince kendiliğinden vefat ve mirasın reddi nedenlerine bağlı olarak diğer ortağın uhdesine geçmeyeceğinden ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin tek kişilik limited şirketin 6102 sayılı TTK’nın 574. ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 3. maddesi karşısında tek kişilik limited şirkete dönüşen davalı şirketin, salt ortak sayısının bire düşmesinin şirketin fesih ve tasfiyesi sebebi sayılamayacağına dair kararı yerinde değil ise de, ortaklardan birinin vefatı ve mirasçılarının mirası reddetmesi nedeniyle bu ortağın payı bakımından TMK’nın 612. vd. maddeleri uyarınca ortaklık payının tasfiyesi hükümlerinin işletilebileceği nazara alındığında, bu durumun davalı şirketin fesih ve tasfiyesi sebebi sayılamayacak olmasına göre, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1.b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07/01/2019 kesin olarak karar verildi