3. Hukuk Dairesi 2020/491 E. , 2020/1559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait fırında çıkan yangının kendisine ait öğrenci yurduna sirayet ederek yanmasına neden olduğunu, bu yangın nedeni ile 17.523.00.-TL harcama yapmak zorunda kaldığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere bu bedelin olay tarihinden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.130.44.-TL nin olay tarihinden yasal faizi ile ödenmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2012/19272 Esas - 2012/ 23371 Karar sayılı ve 13/11/2012 tarihli kararı ile "...tarafların olaydaki kusur durumları ve meydana gelen hasar bedelinin tespiti yönünden uzman ve ehil bilirkişilerden rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuş ,mahkemece bozma kararına uyulmuş, sigortacılık uzmanı olan bilirkişinin hazırladığı rapora dayanılarak hüküm oluşturulmuştur .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1.421.00.-TL nin olay tarihinden yasal faizi ile ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir .
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının 2.130.44.-TL yönünden talebi kısmen kabul edilmiş, bu hükmü sadece davacı temyiz etmiştir. Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise; davacının talebi kısmen kabul edilerek, 1.421.00.-TL ödenmesine hükmedilmiştir. Bu hüküm ile mahkeme, hükmü temyiz eden davacının aleyhine hüküm oluşturarak davacı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal etmiştir.
Mahkemenin davacı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.