8. Hukuk Dairesi 2011/401 E. , 2011/4542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen redine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.09.2010 gün ve 781/1096 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tarafların ortak miras bırakanlarından intikal eden 101 ada 148, 427, 435, 445, 450, 541, 568 ve 1128 parsellerin kadastro çalışmalarında davalı adına tespit edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, miras bırakanları-babalarından kalan taşınmazların taksim edildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 101 ada 148 parsele ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine; diğer parsellere ilişkin davanın kabulüne, tapu kayıtlarının miras payı oranında iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağı dava ve işler HUMK.nun 8.maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddenin 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 1.bendine göre davanın açıldığı tarih itibariyle miktar ve değeri 5490 TL"yi geçmeyen davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılır. HUMK.nun 1.maddesinde ise görev dava konusu olan şeyin değerine göre belirtilmişse, görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerinin esas olacağı açıklanmıştır. Davacı, dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmazların nizalı paylarına ilişkin değerin 1000 TL olduğunu bildirmiş ise de, 19.12.2006 tarihli keşifde dinlenen yerel bilirkişinin açıklamalarına göre hesaplanan nizalı taşınmazların davaya konu pay değerleri Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aşmaktadır. Bilindiği üzere mahkemelerin görevi kanunla belirlenir (Anayasa 142.madde, HUMK.m.1). Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de resen göz önünde tutulabilir. Mahkemece nizalı payların belirlenen değeri itibariyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözönünde tutulmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de; TMK.nun 6.maddesi hükmüne göre kural olarak herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak miras bırakan-babalarından kaldığı, ancak taksim edildiği hususu davalı tarafından ileri sürüldüğüne göre, taksim iddiasını ispat yükümlülüğü davalı yandadır. Mahkemece yapılacak iş; yargılama aşamasında bu hususta verilen ilk süre kesin nitelikte bulunmadığına göre davalıya delillerini bildirmek üzere yeniden süre ve imkan tanınması, ondan sonra keşif kararı verilerek usule uygun şekilde tespit edilecek yerel bilirkişi ve bildirildiği takdirde davalı tanıkları ile 5.7.2006 tarihli liste ile bildirilen davacı tanıklarının HUMK.nun 258.maddesi gereği davetiye tebliği ile çağrılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, ne şekilde kime intikal ettiği, miras bırakandan intikal ettiği bildirildiği takdirde taksim edilip edilmediği hususlarının ayrıntılı şekilde sorulup belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde giderilmeye çalışılması, ondan sonra uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması olduğu halde, usule uygun bulunmayan keşif ara kararları uyarınca ve keşif avansı sonraki tarihte yatırılmış olmasına rağmen önceki tarihte-davalı tarafın yokluğunda icra edilen keşifde alınan beyanlarla ve davalının savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması doğru değildir (Anayasa m.36).
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 84,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 22.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.