Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2378
Karar No: 2014/43

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/2378 Esas 2014/43 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/2378 E.  ,  2014/43 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalının trafik (...) sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında, davacıların eşi/babası ve destekleri olan araç sürücüsü ..."ın vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı eş ... için 117.408,57 TL. davacı çocuk ... için 43.187,06 TL. destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 8.585,29 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13.1.2014 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    -KARŞI OY-

    Davacılar desteği ..."in 01.01.2010 tarihinde sürücüsü olduğu ve davalıya ..."li araçta geçirdiği kaza sonucu vefatı üzerine davacılar tarafından ıslahen 160.595,63 TL destekten yoksunluk zararının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile dava açılmış,
    Davalı vekili, esasa cevap süresinden sonra sunduğu 23.11.2012 günlü dilekçesinde davada iki yıllık zamanaşımının gerçekleştiğini bildirerek davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini savunmuş,
    Davacı vekilince zamanaşımı def"inin esasa cevap süresinden sonra ileri sürüldüğü hususunda derhal ve açıkca itirazda bulunulmamış,
    Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,
    Kararın davalı vekilince temyizi üzerine yerel mahkeme kararı sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda onanmıştır.
    Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyorum.
    Eldeki tazminat davasının yasal dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası olup;
    Yasanın 109/1 maddesi "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar."
    Yasanın 109/2 maddesi "dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı öngörmüş bulunursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmünü içermektedir.
    Yasanın 109/2 maddesi hükmü içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için;
    a-Tazminat istemine konu fiilin Türk Ceza Kanunu veya Özel Ceza Yasaları hükümlerine göre cezayı gerektirmesi,
    b-Bu fiil için ceza yasasında daha uzun bir zamanaşımı süresinin öngörülmesi gerekir.
    Somut olayda, davacıların desteği olan ... 1.5.2010 tarihinde davalıya ..."li aracı kullanmakta iken gerçekleşen kaza sonucu vefat etmiştir.
    Görüldüğü üzere tazminata konu eylem davacıların desteğinin dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanma sonucu tamamen kendi kusuru ile kendi ölümüne sebebiyet verme şeklinde gerçekleşmiştir.
    Olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 2.maddesinde "1-Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği ve güvenlik tedbiri uygulanamayacağı kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamayacağı, 2-İdarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamayacağı, 3-Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasından kıyas yapılamayacağı, suç ve ceza içeren hükümlerin kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamayacağı" öngörülmüştür.
    Anılan yasa hükmü aynı zamanda ceza hukukunun temel ilkelerinden olan "suçta ve cezada kanunilik ilkesi" olarak da adlandırılmaktadır.
    Desteğin "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu tamamen kendi kusuru ile kendi ölümüne sebebiyet vermek" ten ibaret eylemi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Özel Ceza Yasalarında suç olarak tanımlanmış bir eylem değildir. Desteğin eyleminin karşılığı ceza yasalarında düzenlenmemiştir. Mer"i 5237 sayılı TCK.2 maddesi açık hükmüne göre davacı desteğinin eylemi suç teşkil etmediğinden eldeki tazminat davasında 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesinde öngörülen uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanması mümkün değildir.
    Bu halde uyuşmazlıkta 2918 sayılı yasanın 109/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir.
    Zararlandırıcı eylem 1.5.2010 tarihinde gerçekleşmiş, dava iki yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 07.05.2012 tarihinde açılmıştır. Davalının esasa cevap süresinden sonra ileri sürdüğü zamanaşımı def"ine davacı tarafça derhal ve açıkca itirazda bulunulmadığından zamanaşımı def"ine davacı tarafça muvafakat edilmiştir.
    Bu halde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu yöne ilişkin davalı savunmasının reddi ile davanın esası yönünden kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin yerel mahkeme kararı zamanaşımı yönünden reddedilmek üzere bozulması gerekirken yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi