Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/6245 Esas 2015/6830 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6245
Karar No: 2015/6830
Karar Tarihi: 09.04.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/6245 Esas 2015/6830 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/6245 E.  ,  2015/6830 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)Davacı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazı yönünden;
    Dava dışı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi gerçek çalışma olgusunun gerçekleşmediği kanıtlanan davalı sigortalı hakkında, Kurumca yersiz karşılanan sağlık hizmet bedellerinin yasal faiziyle birlikte geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67/2. maddesinde, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği belirtilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz karşılanan sağlık hizmet bedelleri toplamı olan asıl alacağın, icra takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz edendavalının, Kurum yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    S O N U Ç : Hükmün 1 numaralı bendinde yer alan “alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,” sözcüklerinin çıkartılarak yerine “Hüküm altına alınan asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranına göre hesaplanan 6.095,04 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.