20. Hukuk Dairesi 2013/2534 E. , 2013/7499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 25.05.1991 tarih 2 numarada kayıtlı tapu kaydına dayanarak ...i Köyü, Saraç Mevkiinde bulunan taşınmazın orman sınırları içine alındığını, taşınmazın ormanla ilgisinin bulunmadığını, orman sınırları içinde bırakılan yerin tespitinin iptali adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle Dairece bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/12/2008 gün ve 2008/12639 - 16955 sayılı kararında; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: Davacı, dava dilekçesinde... Köyü 28.02.1991 tarih 2 numaralı tapu kaydına dayanmakta olup bu tapu kaydı mahallinde uygulanmadığı gibi mahallinde yapılan keşif sonuçu bilirkişiler tarafından düzenlenen 13.12.2007 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın ... köyünde bulunduğu, bu köyde arazi kadastrosu çalışmalarının yapıldığı ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespitine konu edilmediği bildirilmiştir. ... Köyünde 31.02.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava 6 aylık yasal süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Mahkemece ... Köyünde yapıldığı anlaşılan genel arazi kadastrosuna ilişkin belgeler ve kadastro paftası getirtilmemiş, taşınmazın parsel numarası alıp almadığı ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmemiş ise, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi, tapu kütüğüne aktarılıp aktarılmadığı araştırılmamıştır.
Çekişmeli taşınmazın ... Köyü sınırları içinde kaldığı tespit edilirse; ... Köyünde 31.02.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşıldığından, dava altı aylık kanunî süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Bu durumda; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; davacının dayandığı tapu kaydı mahalli bilirkişiler eliyle mahallinde uygulanmalı, çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli ,çekişmeli taşınmazı kapsadığı anlaşılır ise dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; asıl taşınmazın
-2-
2013/2534 - 7499
kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; çekişmeli taşınmaz yönünden 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, 17/01/2013 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli yerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, davacının dayandığı tapu kaydının usûlünce uygulanmadığı ve tapu kapsamının belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; aynı kök tapudan ifraz tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonrada saptanan bu kapsam içerisinde ifraz edilen tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla, temel tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin etmeden, ifraz tapularının nereye ait olduklarının ve kapsamlarının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur.
İfraz tapu kayıtlarının temel tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de, ifraz işlemi zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medenî Kanunun 719 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince böyle bir uygulama yapılmamıştır.
Mahkemece, davacının dayandığı Mayıs 1991 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmaza ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli ve sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte öncelikle dayanak tapu kaydının ifrazen oluştuğu kök tapu kaydı yöreyi bilen, elverdiğince yaşlı mahalli bilirkişiler eliyle mahalline uygulanarak kapsamı ve bu kapsam içinde dayanak Mayıs 1991 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydının ait olduğu bölüm belirlenmeli, komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek, tapu kaydı mahalline uyuyor ise, tapu kaydının kapsadığı taşınmazı gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazın dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı; tapu kaydının taşınmaza uymadığı belirlenir ise davanın reddine karar verilmelidir.
Ayrıca, kabule göre de orman kadastrosuna itiraz davasında davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken (A) harfi ile gösterilen bölümün orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/07/2013 günü oy birliği ile karar verildi.