8. Hukuk Dairesi 2011/5919 E. , 2011/7897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve tazminat
... ve müşterekleri ile ... mirasçıları dahili davalılar ... ve müşterekleri, Hazine ( DSİ Genel Müdürlüğüne izafeten) aralarındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının kabulüne dair Adıyaman 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.03.2010 gün ve 2/319 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi DSİ Genel Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili 2005/2 (eski esası 1980/50) sayılı davaya ilişkin dava dilekçesinde; (...’a karşı açılan dava), 310, 311, 327 ve 339 sayılı taşınmazların tapulama çalışmaları sırasında yarı paylarının ... adına tespit edildiğini, tespitlerin kesinleştiğini, söz konusu taşınmazların yarı paylarının ortak miras bırakanları Kahraman’dan kaldığını, ölümüyle mirasçılarına geçtiğini açıklayarak miras payları oranında istekte bulunduklarını açıklayarak, 310, 311 ve 327 sayılı parsellerin tamamen, 339 sayılı parselin ise kısmen baraj göl suları altında kalması nedeniyle su altında kalan taşınmazlar bakımından bedellerinin tahsiline, 339 sayılı parselin su altında kalmayan kısmı bakımından ise, tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2000/10 Esas sayılı davanın davacıları ..., ... ve ... vekilleri tarafından açılan davada, her parselde ¼ pay maliki bulunan ... bakımından da yukarıda açıklandığı biçimde istekte bulundukları anlaşılmıştır.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davaya katılması sağlanan DSİ Genel Müdürlüğü adına davaya katılan ... vekili, taşınmazların kamulaştırıldığını, tapu kayıtlarında bulunan kayıt maliklerinin pay oranlarına göre, kamulaştırma bedellerinin ödendiğini, açılan davaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 310, 311 ve 327 sayılı parseller bakımından, her parsel 18 pay kabul edilerek, her parselde 6 payının Şeyh ...oğlu ..., 3’er payının ...oğlu ..., 3’er payının ...oğlu ..., 3’er payının İsmihan oğlu ...Tanrıveren, 1’er payının İsmihan kızı ... oğlu ..., 1’er payının İsmihan kızı ... oğlu ... ve 1’er payının ise İsmihan kızı ... kızı ...’a ait olduğunun tespitlerine, 310, 311 ve 327 sayılı taşınmazların baraj suları altında kalması nedeniyle bu parsellerde davacıların payına düşen toplam 124,88 TL tazminatın ...ve ... mirasçıları olan dahili davalılar ile davalı ...’den taşınmazların tespit edilen aidiyetleri nispetinde (ölen taşınmaz malikleri ... ile ... mirasçıları açısından veraset belgelerindeki payları oranında) alınarak davacılara ödenmesine, hüküm altına alınan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin isteklerinin reddine,
Dava konusu 339 parsel sayılı taşınmazın mevcut tapusunun iptaliyle göl suları altında kalan 8665,31 m2"lik kısmının tapudan terkinine, geri kalan ve göl suları altında kalmayan 107685,39 m2"sinin tamamı 18 pay kabul edilerek 6 payının Şeyh ...oğlu ..., 3 payının ...oğlu ..., 3 payının ...oğlu ..., 3 payının İsmihan oğlu ...Tanrıveren, 1 payının İsmihan kızı ... oğlu ..., 1 payının İsmihan kızı ... oğlu ... ve 1 payının İsmihan kızı ... kızı ... adına tapuya kayıt ve tescillerine, dahili davalı ... (DSİ Genel Müdürlüğü) açısından açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm sadece 339 sayılı parsel bakımından DSİ Genel Müdürlüğü vekili Hazine Avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve mirasen intikal hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan bedellerin tahsili ile iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu ve 339 sayılı parselin krokisinde A ile gösterilen 8564 m2"lik yer su altında kaldığından ve kesinleşen Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/920 Esas sayılı dosyasına ait krokide C harfiyle belirlenen 34337,55 m2 yüzölçümlü yer konusunda kesinleşen dosyada olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle davacılara kalan yer olduğu anlaşıldığından ve su altında kalan yer bakımından da kamulaştırma bedelini almakta hakları bulunduğu belirlendiğinden, dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin bu taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile bunlara ilişkin hüküm fıkralarının açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Uyuşmazlık konusu 339 sayılı parselin yapılan baraj nedeniyle kısmen kamulaştırıldığı, toplam miktarının 114800 m2 olduğu, bu miktardan 8665,31 m2"sinin göl suları altında kaldığı, kalan kısmın ise, baraj göl suları altında kalmayan bölüm olduğu anlaşılmıştır. Maliye Hazinesi tarafından Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesinde 1991/920 Esas ve 2001/15 Karar sayılı dava dosyası ile kayıt malikleri ... ve ...’e karşı açılan tapu iptali ve tescil davası, anılan mahkemenin esas ve karar sayılı kararıyla 339 sayılı parsel içerisinde A (9007,85 m2), B (19835,31 m2) ve D (51619,29 m2) harfleriyle gösterilen kısımlar bakımından tapu kaydının iptaline, aynı krokide B ve D harfleriyle işaretlenen kısımların tepe ve ekilip biçilmeyen yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, A harfiyle belirlenen kısmın ise, su altında kalması nedeniyle mülkiyetinin Hazineye ait olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmediğinden 27.6.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen 1991/920 Esas sayılı karar ile krokide C harfiyle gösterilen 34337,55 m2"lik kısım bakımından mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği belirlenmiştir. Gerek eldeki dava dosyasında 339 parsel içinde A ile gösterilen bölüm ve gerekse kesinleşen dosyadaki krokide A ile işaretlenen kısımların aynı yerler olduğu anlaşılmıştır. A göl suları altında kalan bölüm olması nedeniyle davacılar bakımından kamulaştırma bedeline hak kazanıldığı anlaşılmaktadır.
Kesinleşen Adıyaman Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/920 Esas ve 2001/15 Karar sayılı dava dosyasında davacıların taraf olmadığı, aynı zamanda eldeki dosyanın dahili davalısı durumunda bulunan DSİ Genel Müdürlüğünün de taraf bulunmadığı anlaşıldığına göre HUMK.nun 237.maddesi anlamında kesinleşen 1991/920 Esas sayılı hüküm bu nedenle taraflar arasında kesin hüküm oluşturmaz. Ancak, kesinleşen dosyada krokide işaretlenen B ve D harfleriyle gösterilen kısımların tepe, ekilip biçilmeyen ve tarıma elverişli olmayan yerlerden olduğu, bu nedenle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu tür yerlerin TMK.nun 715.maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, aynı Kanunun 999.maddesi gereğince özel mülkiyete konu olamayacak ve tapuya tescili mümkün olmayan yerlerden olması nedeniyle kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmeleri olanağı bulunmamaktadır. Taşınmazların belirlenen niteliği itibariyle davacılar açısından eldeki dosya bakımından güçlü delil olarak kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle B ve D harfleriyle işaretlenen toplam 71454,60 m2 bakımından davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 339 nolu parsel içerisinde B ve D harfleriyle gösterilen toplam 71454,60 m2 yüzölçümlü yerler bakımından açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Hazine birliği”ni düzenleyen 6/2.maddesi ile aynı Kanunun 12/3.maddesinin bu Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerini genel bütçe kapsamında göstermesi karşısında (I) sayılı cetvelde yer alan DSİ Genel Müdürlüğüde genel bütçeye dahil olup 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesine göre harçtan muaf bulunduğundan Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğünden harç alınmasına mahal olmadığına
29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.