8. Hukuk Dairesi 2011/2965 E. , 2011/7896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Nurten Akyüz ve müşterekleri ile ..., dahili davalılar ...ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ardanuç Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2010 gün ve 190/132 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 137 ada 6 sayılı parselin davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın kök muris ...’in ölümüne kadar kendisi tarafından, ölümünden sonra ise, vekil edenleri tarafından tasarruf edildiğini, davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 137 ada 6 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ile dahili davalılar vekili yargılama oturumlarındaki beyanlarında, dava konusu yerin öncesinin ... ve ... adına paylı bulunduğunu, daha sonra ...’in payını ...’e sattığını, bu nedenle kadastro çalışmaları sırasında ... adına tespit ve tescil edildiğini, davacının iddiasının doğru olmadığını, Almanya’da işçi olarak çalıştığını, yurt dışında bulunduğunu açıklayarak haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 137 ada 6 sayılı parselin tapu kaydının iptaline muris ...’in mirasçıları davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiş, kadastro tutanağının 25.7.2000 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar vekili dava dilekçesinde, taşınmazın muris ...’ten kaldığını açıklamış, davalılar vekili ise, dava konusu taşınmazın ... ... tarafından ...’dan satın alındığını açıklamış, ancak taşınmazın gerçekten kimden ... ve ...’e kaldığı, ... tarafından ...’dan satın alınıp alınmadığı konuları üzerinde mahkemece durulmamıştır. 28.4.2010 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... beyanında, “..dava konusu yerin ... ve ...’in babaları ...’ya (...) ait olduğunu, 1960 yılına kadar ..."in dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara baktığını, 1960 yılından sonra da dava konusu taşınmazın dereye yakın olması nedeniyle suyun götürdüğünü, bir kısmının ise, heyelan nedeniyle yok olduğunu, geri kalan kısmını ise 1960 yılından sonra kimse tarafından kullanılmadığını, köylülerin bu yerin Kamilgillerin arazisi olarak bildiğini, ... ...’in dava konusu yeri oğlu ... ile ...’a verdiğini, Ağbel mevkiinde bulunan arazilerini de buna karşılık diğer mirasçılarına bıraktığını, yaklaşık 20 yıl önce ..., ...’in kızının kocası ... Avcı’dan bu yeri almak istediğini, bu konuda aralarında bir konuşma geçtiğini, ancak satışın gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğini, ...’in ise bu yeri aldığını söylediğini, 1960 yılından sonra ne ...’in ne de ...’in mirasçılarının bu yere zilyetlik etmediklerini, ...’in yurt dışında çalıştığını …” bildirmiştir. Keşifte dinlenen kişiler arasında detaylı bilgisi olanın yerel bilirkişi ... olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamındaki veraset belgeleri birlikte incelendiğinde, ...’in tek mirasçısının İsminaz olduğu ve ...’le evli bulunduğu, kayıt maliki ...’in 13.3.2008 tarihinde öldüğü, baba isminin ... olduğu belirlenmiştir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında dava konusu taşınmazın ... ve ...’in babası ...’dan kalıp kalmadığı, ...’ndan kalmış ise mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, ...’in ölümüyle tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan TMK.nun 701 ve 702. maddeleri göz önünde tutularak durumun değerlendirilmesi, paylaşım yapılmış ise, hangi mirasçıya nerelerdeki taşınmazların düştüğü, bunlara ait tapu kayıtları getirtilerek dosya arasına konulması, olayın çözümünde gözönünde bulundurulması, 137 ada 6 sayılı parselin paylaşım sonucu ... ya da ...’in oğlu ...’ e düşüp düşmediği, veya bu yerin ..."in ...’ın tek mirasçısı olan İsminaz’ın kocası ...’den satın alıp almadığı, satın almış ise, taşınmazı kullanıp kullanmadığı, yerel bilirkişi ..."un beyanına göre, dava konusu yerin 1960 yılından beri ... ve ... ile bunların mirasçıları tarafından hiç kullanılmadığı gözetilerek somut olayda iradi terkin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi ve oluşacak duruma göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalılar ve dahili davalılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.