10. Hukuk Dairesi 2014/25649 E. , 2015/6805 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Islah edilen dava ile; 5510 sayılı Kanunun 21/1. maddesine istinaden trafik iş kazası sonucu hayatını kaybeden sigortalının hak sahiplerine bağlanan İlk PSD"li gelirlerden oluşan Kurum zararının %75"inin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak, ilâmında belirtilen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan ve işverenin iş kazası veya meslek hastalığından sorumluluğunu düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 21/1’inci maddesinde; sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan ya da ileride yapılması gereken harcama ve ödemeler yönünden herhangi bir sınır öngörülmemişken; bağlanan gelirler yönünden, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamına, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere hükmedilebileceği öngörülmüştür. Bunun bir gerçek zarar hesabını gerektireceği açıktır. Gerçek zarar hesabı, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalıdır. Sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabı, ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminatı (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45. ve 46., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 54. ve 55’inci maddeleri) hesabı dikkate alınmalıdır.
a-Uygulamada, sigortalının veya hak sahibinin bakiye ömürleri 1931 tarihli “PMF (Population Masculine et Feminine)” Fransız yaşam tablosundan yararlanılmakta ise de; Başkanlık Hazine Müsteşarlığı, ... Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, ... Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 sayılı Genelgesiyle de ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına
geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, Ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınmalıdır.
b-Tazminatların peşin olarak hesaplanması, oysa, gelirlerin taksit taksit elde edilmesi, bu nedenle peşin belirlenen tazminattan her taksitte ödenen kısmın bakiyesinden faiz geliri elde edileceğinden sermayeye ekleneceği nazara alınarak, tazminata esas gelire iskonto uygulanmaktadır. Peşin sermayeden elde edilecek yarar reel faiz kadardır. Buna göre; önceki uygulamalardaki gibi %10 iskonto oranı yerine, enflasyon dışlanarak, değişen ekonomik koşullar ve reel faiz oranları da nazara alınıp, Sosyal Güvenlik Kurumu ilk peşin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 oranının uygulanması hakkaniyete uygun olacaktır.
c-Gelirin yansıma oranına gelince; 5510 sayılı Kanunun 19. ve 34 maddeleri uyarınca, ölenin gelirinin % 70’i dağıtıma esas tutulmalı, çocuk yoksa bu meblağın % 75’i eşe bağlanmalıdır. Çocuk varsa eşin payı (% 70 üzerinden) % 50’ye düşmeli, her bir çocuk için % 25 gelir bağlanmalıdır.
Hak sahibi erkek çocuğun 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurduğu tarihte gelirden çıkacağı gözetilmelidir.
Somut olayda; hesap bilirkişisi hak sahibi ... yönünden %75 davalı işveren kusuru karşılığı gerçek zararının 13.825,81 TL olarak hesapladığı, anılan hak sahibine Kurumca bağlanan İlk PSD"li gelirin, %75 davalı işveren kusuru karşılığının 12.208,60 TL olduğu, hak sahibi ... yönünden, %75 davalı işveren kusuru karşılığı gerçek zararının 17.152,74 TL olarak hesapladığı, anılan hak sahibine Kurumca bağlanan İlk PSD"li gelirin, %75 davalı işveren kusuru karşılığının 13.007,25 TL olduğu, haksahibi eş yönünden %75 davalı işveren kusuru karşılığı gerçek zararının 147.331,28 TL olarak hesapladığı, anılan haksahibi eşe Kurumca bağlanan İlk PSD"li gelirin, %75 davalı işveren kusuru karşılığının 52.319,16 TL olduğu, gereçek zararın davalı işgerçek zararın yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile PMF tablosu esas alınarak bakiye ömürlerin belirlenerek, bilinmeyen aktif ve pasif dönemlerde %10 artırım ve iskonto uygulanması, hak sahibi iki erkek çocuğun 18 yaş ikmaline göre gerçek zarar hesabı yapılması ve haksahiplerinin gerçek zararı ile haksahiplerine bağlanan ilk PSD miktarının karşılaştırmasında, haksahibi iki erkek çocuğun gerçek zararlarının kusur karşılığı tutar ile anılan hak sahiplerine bağlanan İlk PSD tutarının tamamının karşılaştırılması suretiyle haksahibi çocukların gerçek zararının daha az olduğuna ilişkin hesap bilirkişisi kanaati esas alınarak, haksahibi eş yönünden İlk PSD"li tutardan, haksahibi iki çocuk yönünden ise gerçek zararın kusur karşılığı tutarlardan oluşan miktara davalı işverenin kusuru oranlanarak belirlenen Kurum zararı tutarının tahsiline karar verilmesi gerektiğinden bahisle, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki; hesap bilirkişi raporundaki, her üç hak sahibinin gerçek zararının davalı işveren kusur karşılığının, hak sahiplerine bağlanan İlk PSD"li gelirlerden yüksek olduğu, hesap bilirkişisinin yukarıda belirtilen hesap hatalarının sonuca etkisi
bulunmadığı ve bu kapsamda her üç hak sahibine bağlanan İlk PSD"li Kurum zararının toplamının 103.380,03 TL olup %75 kusur karşılığı toplamı olan 77.535,02 TL davacı Kurum vekili tarafından ıslah edilerek istenmiş olup, davanın, bu yönde kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından ve bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30"uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen geçici 3"üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 438"inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan “kısmen” sözcüğünün silinmesine, hüküm fıkrasının üçüncü paragrafında yer alan “75.553,07 TL” tutarının silinerek, yerine, “77.535,02 TL” tutarının yazılmasına, hüküm fıkrasının bakiye karar ilam harcının tahsilinin düzenlendiği üçüncü paragrafında yer alan “556,03 TL” tutarının silinerek, yerine “694,41 TL” tutarının yazılmasına, hüküm fıkrasının davacı lehine vekalet ücretinin düzenlendiği dördüncü paragrafında yer alan “8.444,25 TL” tutarının silinerek, yerine, “8.584,40 TL” tutarının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.