Hukuk Genel Kurulu 2017/1203 E. , 2017/934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tapu kaydında düzeltim” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 09.11.2012 gün ve 2012/626 E., 2012/1366 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı ... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.10.2013 gün ve 2013/14958 E., 2013/13965 K. sayılı kararı ile,
(…Talep, tapu kaydına yanlış yazılan murise ait kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
İlgili Tapu Müdürlüğü, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/9-ç maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.
Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
HMK"nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, 6107 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmazın 8470/162064 hissesinin kendisine Hacı Mustafa ve Esma’dan olma 1290 doğumlu ...’tan intikal ettiğini, murisin 22/07/1940 tarihinde vefat ettiğini, taşınmazda Melikgazi Belediye Başkanlığınca 2008 yılında imar uygulaması yapıldığını, imar öncesi taşınmazın Melikgazi ilçesi, Caferbey mah. Ada 77, parsel 18’de tapuya kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları murisin ölümünden sonra yapıldığından murisin gerçekte Hacı Mustafa olan baba adının ...olarak yazıldığını, Emin olan adının Mustafa olarak yazıldığını, Çalık olan soyadının ise hiç yazılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın 8470/162064 hissesinin maliki olarak yazılan Hacı Emin: Mustafa oğlu kaydının, ...: Hacı Mustafa oğlu olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Ne varki mahkemece yukarıda belirtilen ilke ve olgular doğrultusunda hükme elverişli bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece Mustafa ve Münire kızı Hasibe"nin ana-baba ve kardeşlerini gösterir vukuatlı aile nüfus kayıt tabloları getirtilerek kayıt maliki ile düzeltilmesi istenen kişi arasında bağlantının tam olarak sağlanması ve yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydında murise ait kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin murisinin paydaşı olduğu 6107 ada 2 parsel (imar öncesi 77 ada 18 parsel) sayılı taşınmazın 8470/162064 payının maliki olarak yazılan “Hacı Emin: Mustafa oğlu” kaydının, “...: Hacı Mustafa oğlu” olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece taraf beyanları, tapu kayıtları, kadastro tutanakları, nüfus kaydı ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi ile; Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, .... parselde kayıtlı taşınmazın tapu kayıtlarında kayıt maliki hanesinin “Hacı Emin: Mustafa oğlu” olarak geçtiği, nüfus kayıtlarında ve yapılan araştırmalarda dava konusu yerin tapu kayıtlarında kayıt maliki hanesinin “...: Hacı Mustafa oğlu” düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla, nüfus kayıtları ile tapu kayıtları arasında uyum sağlamak amacıyla davacının istemi de gözönünde bulundurularak “Hacı Emin: Mustafa oğlu” ile “...: Hacı Mustafa oğlu”nun aynı kişi olduğu kanaatiyle davanın kabulüne, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Caferbey Mahallesi, 6107 ada 2 parsel de kayıtlı taşınmaz maliklerinden “Hacı Emin: Mustafa oğlu” olan kaydın “...: Hacı Mustafa oğlu” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece yeterli araştırmanın yapıldığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 382/ç-1 maddesi gereğince tapu kayıt düzeltim davaları çekişmesiz yargı usulüne tabi olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) araştırma ilkesi uyarınca deliller toplanılarak karar verilir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 6107 ada 2 parsel (imar öncesi 77 ada 18 parsel) sayılı taşınmazın paylı olarak “Mustafa kızı Hasibe”, “Mustafa oğlu Hacı Emin” ve “...” adlarına tapulama ile tespit ve tescil edildiği, Hasibe’nin dosya içerisinde bulunan nüfus cüzdanı suretine göre aile şöhreti “Çalıkzade” olmasına rağmen davacının murisi ile Hasibe’nin kardeş olup olmadığı hususunda bağlantının tam olarak kurulamadığı, ayrıca dosya içerisinde tapu kayıt maliki “Mustafa oğlu Hacı Emin” ile aynı kimlik bilgilerini taşıyan kişi bulunmasına rağmen anılan şahsın mirasçılarının dinlenmediği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, tapu kayıt maliki Hasibe’nin aile şöhretinin Çalıkzade olduğu da gözetilerek Hasibe ile “...: Hacı Mustafa oğlu”nun kardeş olup olmadıklarının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde duraksamasız tespit edilmesi gerektiği gibi, Mustafa ve Mevlüde oğlu Hacı Emin’in dava konusu taşınmazla ilgisinin saptanmasının yerinde olacağı, kaldı ki Özel Daire bozma kararında belirlenen araştırmalarında eksiksiz yapılarak, taşınmazın kimin kullanımında olduğunun saptanması ve tapu kaydında adı geçen malik “Mustafa oğlu Hacı Emin”in, davacının murisi olup olmadığının tereddütsüz ortaya konulması yerinde olacaktır.
Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına, bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave nedenlerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen ilave nedenlerden dolayı BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.