8. Hukuk Dairesi 2011/2110 E. , 2011/7853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Durdu Moç ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.12.2010 gün ve 418/648 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, atalarından intikal eden ve son olarak babası ... zilyetliğinde bulunan Kelebek alanı mevkiinde kain 40.000 m2 taşınmazın kadastro çalışmalarında davalı adına tespit edildiğini, gerek annesinin gerek babasının öldüğünü açıklayarak, davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile dava dilekçesine eklediği annesi Meryem Avcı’nın mirasçılık belgesinde yazılı mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., uyuşmazlık konusu 118 ada 102, 114 ve 115 parsellerde bir kısım ... mirasçılarının paylarını 1992 yılında senetle satın aldığını, tespitin buna göre yapıldığını, nizalı parsellerde 13/15’er payla malik olduğunu, davacının payını satın almadığını, nizalı parsellerde davacının miras bırakanından intikal eden davacıya ait payın zaten davacı üzerine tespit edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının bildirdiği parsellere ait kadastro tutanakları içeriklerine göre uyuşmazlık konusu taşınmazların davacının miras bırakanı Fettah Avcı’dan intikal ettiği, davalının bir kısım mirasçılara ait payları satın aldığı, davacının miras payının üzerine tespit edildiği ve davalı üzerindeki payların satıcıları-diğer mirasçılar adına dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmazın Kelebek alanı mevkiinde ve 40.000 m2 yüzölçümünde bulunduğu bildirilmiş, parsel numaraları belirtilmemiştir. Dava, davacı asıl tarafından açılmış; yargılama aşamasında tayin edilen vekili dava konusu taşınmazların parsel numaralarının belirlenemediğini açıklayarak, mahallinde keşif yapılmak suretiyle tespit edilmesini istemiştir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılmaksızın ve deliller toplanılmadan, davalının savunmasında belirtilen taşınmazların davaya konu edildiğinden bahisle getirtilen kadastro tutanakları içeriğine göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Şöyleki; iş, öncelikle uyuşmazlık konusu taşınmazın gerekirse davacı eşliğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle belirlenmesi, bundan sonra ilgili parsele ait tapu kaydı ve kadastro tutanağı ile varsa tespite dayanak kayıtların getirtilmesi ve buna göre husumetin doğru yöneltilip, yöneltilmediği üzerinde durulması gerekir. Ayrıca, gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda ada ve parsel numaralarının bildirilmemesi ya da yanlış bildirilmesi eksiklik ya da maddi hata olup; zemin değiştirilmediği sürece her zaman belirlenmesi ve düzeltilmesi olanaklıdır.
Bundan ayrı, davacı taraf, dava dilekçesinde, davaya konu taşınmazın miras bırakanı (babası ...) zilyetliğinde olduğunu bildirmiş, hem de miras bırakanı (annesi ...’nın) mirasçılık belgesinde yazılı mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin sunduğu 11.03.2010 tarihli delil listesi ve ekinde ise davacının bir kısım ... mirasçılarının miras paylarını satın aldığına ilişkin senetler ibraz edilmiştir. Davada, davacı tarafın dayandığı maddi olgular ve uyuşmazlığın hukuki nedeni somutlaştırılmamıştır. Mahkemece, 6100 sayılı HMK.nun 31. (HUMK.75/2) maddesine göre davacı tarafa açıklama yaptırılarak, davanın niteliğinin ve davacının dayandığı vakıaların HMK.nun 194.maddesi hükmüne göre belirlenmesi, bundan sonra gerekirse dava şartı ve terekeye temsilci tayini hususları üzerinde durulması, dava konusunun tespiti ve davada dayanılan hukuki sebeplerin belirlenmesinden sonra davalıya savunma ve delillerinin sorulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Davaya konu taşınmaz ve davada dayanılan hukuki sebepler belirlenmeden, yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.