(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2011/4108 E. , 2012/47 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : ...
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Hükümlü ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümlü ... hakkında kurulan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2003 tarih, 2002/85 esas ve 2003/1690 karar sayılı önceki hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 tarih ve 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeden kesinleşen ilk hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargılamasının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez.
Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra aynı dosyada sanık olan ...’a ilişkin ilk hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2004/20176 esas 2005/13104 karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ..."nın tekrar yargılanma sürecine dahil edilerek, ikinci hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Kurulan bu ikinci hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenlerle; ... hakkında yeniden kurulan ikinci hükme yönelik, konusu bulunmayan temyiz itirazının 5320 sayılı kanunun 8/1.maddesi yollamasıyla CMUK.nun 317.maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin sanığın silinme koşulları oluşmamış kasıtlı suçtan hükümlülüğünün bulunması nedeniyle uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezası ile mahkûmiyetinin yasal sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili uygulama yapılmaması,
2- Yerel mahkemece kararın gerekçe kısmında sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143 ve 145. maddeleri kapsamında kaldığı belirtilerek 765 sayılı TCK"ya göre lehe olduğu belirtilip, hüküm fıkrasında TCK"nun 142/2-b maddesi uyarınca uygulama yapılıp sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nın 145.maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, koşulları somut olayda gerçekleşmediği halde cezadan indirim yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son. maddesinin gözetilmesine 09.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.