8. Hukuk Dairesi 2015/1406 E. , 2017/1286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat geldi. başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde iki adet araç ve bir adet kooperatif hissesinin davalı adına edinildiğini belirterek mal rejiminin tasfiyesi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 1/2 hisseye isabet eden şimdilik 5.000,00 TL alacağın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. 22.10.2014 tarihli usulüne uygun harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarını 43.272,99 TL olarak arttırmışlardır.
Davalı ... vekili, araçların davalı adına kayıtlı olmadığını, kooperatif hissesinin davalı tarafından üçüncü şahıslara borçlanılarak alındığını, ancak, ekonomik nedenlerden ötürü satmak zorunda kaldığını, davacının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 43.272,99 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı asıl tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı asılın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden(TMK 229.m) ve denkleştirmeden(TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin
alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Somut uyuşmazlık incelendiğinde, taraflar, 25.09.2000 tarihinde evlenmiş; 12.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 21.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Davalı eşin, 11.07.2006 tarihinde peşinat ödeyerek TOKİ ile sözleşme imzaladığı, ziraat bankasından 96 ay vadeli olarak adına çekilen kredinin bir kısım taksitleride evlilik birliği içinde ödendiği, mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarih olan 01.10.2007"de kooperatif hissesini yapılan protokol ile üçüncü bir şahsa devrettiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesini talep etmiş ve davalı adına kayıtlı evlilik birliği içinde edinilen kooperatif hissesi davaya konu edilmiştir. 12.12.2013 tarihli yargılama oturumunda davacı vekili “Davalı boşanma aşamasında TOKİ"deki ev tamamlanmıştı. Oturulur durumda idi ancak borç ile alınmıştı. Taksitleri devam ediyordu. Biz Ziraat Bankası"na müzekkere yazılarak davalının bu taşınmazı devir ettiği tarihe kadar yaptığı ödemelerin sorulmasını istiyoruz. Araçlar üzerindeki hakkımızı tutarak, eve ilişkin olarak bu taşınmazın devir tarihine kadar davalının yaptığı ödemelerin yarısını talep etmekteyiz” şeklinde beyanda bulunarak taleplerini hasrettiğine göre davacının alacak talebinin konusunun evlilik birliği içinde TOKİ’ye yapılan ödemeler olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus göz ardı edilerek TOKİ’ye kayıtlı ev üzerinden yapılan hesaplanmanın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Mahkemece, davalı tarafın TOKİ ile sözleşme imzaladığı 11.07.2006 tarihinden mal rejiminin sona erdiği 12.07.2007 tarihine kadar peşinat dahil yapılan toplam ödemenin tespit edilmesi, sonrasında konusunda uzman bilirkişiden aktüerya hesabı yaptırılarak bu ödemenin tasfiye tarihi (bozmadan sonra verilecek karara en yakın tarih) itibariyle ulaşacak değerinin hesaplanması, temyiz edenin müktesep hakkı gözetilerek davacının katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde taşınmaz üzerinden yapılan hesaplama ile alacağa hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine,taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.