Esas No: 2021/10036
Karar No: 2022/2929
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10036 Esas 2022/2929 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edilmiştir. Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır. Sanık avukatları ise suçun işlendiği tarih, eşyanın niteliği ve kanun değişikliklerine dikkat çekerek temyiz istemişlerdir. Temyiz eden sanık avukatlarının iddiaları doğrulanmış ve karar bozulmuştur. 5607 sayılı yasa ile ilgili 3/18, 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeler, 6455 sayılı yasada, 6545 sayılı yasada ve 7242 sayılı yasada yapılan değişikliklerle farklılık göstermektedir. Bu nedenle yerel mahkemenin, sanıkların hukuki durumunu belirlemek ve kanunlar arasında kalan farklılıkları göz önünde bulundurarak karar vermekle yükümlü olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca, TCK'nun 43. maddesi ve 7242 sayılı yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası da gözetilmelidir. Kararda ayrıca, sanık ...'nın benzer eylemleri nedeniyle açılmış dava dosyaları hakkında araştırılması, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde doğrudan adli para cezası verilmemesi, suça konu kaçak eşyanın müsadere edilmesi ve KEMT var
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanıklar ... ve ... hakkında hükümlülük, kaçak eşyanın imhasına
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin, sanık ... hakkında verilen beraat kararına hasren yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık ... müdafii ile sanık ...'in sanıklar haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde ise;
1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de,
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
Sanık ...'nın benzer eylemleri nedeniyle açılmış bulunan çok sayıda kesinleşmiş ve derdest dava dosyalarının bulunduğunun Uyap sisteminden anlaşılması karşısında;
UYAP sisteminden araştırılmak suretiyle benzer suç vasfına yönelik eylemleri nedeniyle sanık ... hakkında açılmış ve halen derdest olan ya da kesinleşmiş dosyaların belirlenmesi, suç tarihleri ile iddianamenin düzenlenme tarihlerine göre derdest dosyaların TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilerek gerektiğinde birleştirilmesi, yine aynı mahiyette olan kesinleşmiş dosyalar varsa celp edilerek kesinleşen cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Hükümde infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde doğrudan verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrilmesine karar verilmesi,
3- Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken imhasına karar verilmesi,
4-KEMT varakasının düzenlettirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafii ile sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.