10. Hukuk Dairesi 2014/23884 E. , 2015/6752 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 29.12.2009 günlü tahsis isteminin geçerliliğini, aksi kurum işleminin iptalini, 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını, aynı tarihten itibaren ödenmeyen aylıklar ile 1.278 Dolar borçlanma bedelinin iadesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.05.1975-31.12.2009 arası muhtelif dönem 2.480 gün 4/1-a çalışması, 05.03.1980-05.11.1981 arası 600 gün askerlik borçlanma süresi, 04.10.2000-15.05.2006 arası 2.021 gün 4/1-b sigortalılığı ve 2008 yılı 7.ayda 1.278 Amerkan Doları karşılığı ödenen 1984-1985 arası 360 gün 3201 borçlanma süresi olmak üzere toplam 5.461 günü bulunan davacının, 29.12.2009 günlü tahsis başvurusu 2007 yılından devam edegelen vergi kaydı ve 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesi gözetilmek suretiyle red edilmiştir. Anılan vergi kaydı dikkate alınarak 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık tescili SSK"nın bitimi gözetilerek 31.12.2009 itibarıyla yapılan davacıya, 2012 yılının 12.ayındaki tahsis başvurusu dikkate alınarak 01.01.2013 tarihinden itibaren ve anılan 5.461 prim gün sayısı ile davam eden vergi kaydı nedeniyle 31.12.2009-05.12.2012 arası 1.056 günlük 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık olmak üzere toplam 6.517 gün üzerinden sosyal güvenlik destek primine tabi şekilde yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Davacı, 29.12.2009 günlü tahsis başvuru tarihi itibarıyla, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma süresi gözetilmeksizin aylık şartlarının mevcut olduğunu beyanla; 29.12.2009 günlü tahsis isteminin geçerliliğini, aksi kurum işleminin iptalini, 01.01.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını, aynı tarihten itibaren ödenmeyen aylıklar ile 1.278 Dolar borçlanma bedelinin iadesini istemiştir.
Mahkemece, 29.12.2009 günlü tahsis başvurusuna göre, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma süresi bulunmaksızın aylık şartlarının varlığından hareketle istem gibi davayı kabul etmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 3201 sayılı yasanın 6. maddesidir. Anılan maddenin “A” bendinde, “Bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için; a) Yurda kesin dönülmüş olması, b) Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması, c) Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması, Şarttır.
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin aylıkların kesilmesini düzenleyen “B” bendinde ise, “Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4 üncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde düzenlemiş iken, ilk kez 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile “A” bendinin 2. paragrafı ve “B” bendi “(Değişik paragraf:17.04.2008-5754 S.K./79.mad) Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi hükümlerine göre bağlanır.
B)Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde değiştirilmiş; bu kez, 19.06.2010 tarih ve 27616 sayılı Resmi Gazete’nin yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren 5997 Sayılı Kanunun 15. maddesi ile yapılan ve halen yürürlükte bulunan değişiklik ile, “B” bendinin ilk paragrafında “Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5997 sayılı Yasada, anılan Yasanın 15’inci maddesiyle 3201 sayılı Yasanın 6’ıncı maddesinin B bendindeki değişikliğin Yasanın yürürlüğü öncesine ilişkin
uyuşmazlıklara uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi; anılan düzenlemenin, Yasanın yürürlüğe girdiği 19.06.2010 tarihinden önce meydana gelen olay ve ilişkilere uygulanmasını gerektirir istisnai durumlar kapsamında değerlendirilemeyeceği de açıktır.
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığı altında;
2008 yılı 7. aydaki borçlanmayla 1984-1985 arası yurt dışında geçen 360 günlük 3201sayılı Yasa kapsamında borçlanılan geçerli sürenin 01.01.2013 tarihli aylıkta dikkate alınmış olması karşısında, anılan süre karşılığı ödenen 1.278 Amerikan Doları borçlanma bedeleninin iadesi mümkün bulunmayıp, aksini öngören mahkeme kabulü hatalıdır.
5997 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 19.06.2010 tarihi sonrası dönem yönünden yapılan kurum işleminin, anılan yasal düzenlemeyle lehe getirilen uygulama gözetildiğinde yerinde olmadığı gözetilerek, 19.06.2010 tarihini takip eden aybaşından itibaren sosyal güvenlik destek primine tabi şekilde yaşlılık aylığına hükmedilmesi gerekirken, borçlanmayı geçersiz sayarak 01.01.2010 tarihinden aylığa hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Şu halde, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.