Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2102 Esas 2013/7430 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2102
Karar No: 2013/7430

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2102 Esas 2013/7430 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/2102 E.  ,  2013/7430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan 3000 m2"lik taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 10.07.2009 tarihli krokide (A, B, C) ile gösterilen 2883,93 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Dairece bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; bu şekilde yapılacak araştırmada taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez usûlüne uygun olarak zilyetlik araştırması yapılarak tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulü ile 16.10.2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 672,32 m2 yüzölçümlü bölümün davacı Ali Haydar Şahin adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1970 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 12.05.1992 tarihinde ilân edilip kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 01.04.1967 tarihinde yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda, 10.07.2009 tarihli krokide (A, B, C) ile gösterilen 2882,93 m2"lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline dendiği halde, gerekçeli kararda 16.10.2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 672,32 m2 yüzölçümlü bölümün davacı Ali Haydar Şahin adına tapuya tesciline denmiştir. Oysa, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2); kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t., 1991/7 E. – 1992/4 K.).
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 01/07/2013 günü oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.