Hukuk Genel Kurulu 2015/218 E. , 2017/928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 2. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2013 gün ve 2012/542 E., 2013/600 K. sayılı kararın temyiz incelenmesinintaraf vekillerince istenilmesi üzerine Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 21.02.2014 gün ve 2013/36385 E., 2014/3446 K. sayılı kararı ile;
"…Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, genel tatil ve hafta tatili alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının istifa ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davacı temyizi yönünden;
Davacı vekili 06.11.2013 tarihli dilekçe ile temyiz isteminde bulunmuş ise de temyiz dilekçesi 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinde öngörülen sekiz günlük temyiz süresi içinde temyiz defterine kaydedilmediği gibi, harcı da yatırılmamıştır. Bu halde, karar süresinde temyiz edilmemiş olduğundan, 01.06.1990 gün ve 1989/03 esas, 1990/04 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da gözönünde tutularak davacının temyiz isteminin süre aşımı sebebiyle REDDİNE,
2-Davalının temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine 9. Hukuk Dairesinin 2010/22835 esas, 2012/32200 karar sayılı 01.10.2012 tarihli kararı ile özetle “...somut olayda, 02.07.1999-31.12.2002 tarihleri arasındaki çalışması avukatlık stajı yapabilmek için davacı tarafından sona erdirildiğinden kıdem tazminatına hak etmeyecek şekilde sona eren bu dönemin tazminata esas çalışma süresinden dışlanması gerekirken kıdem tazminatına esas hizmet süresinin yazılı şekilde kabulü hatalı olduğu...” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma ilamında her ne kadar 02.07.1999-31.12.2002 tarihleri arasında sürenin, iş sözleşmesinin avukatlık stajını yapabilmek davacı tarafından feshedilerek sona erdirildiği için hesaplama dışı bırakılması gerektiği belirtilmiş ise de dosya içeriğine göre belirtilen tarihlerde maddi hata olduğu açıktır. Dosya içeriğine göre iş sözleşmesinin avukatlık stajını yapabilmek davacı tarafından feshedildiği tarih 14.10.2003"tür. Dolayısıyla 02.07.1999-14.10.2003 tarihleri arasındaki dönemin kıdem tazminata esas çalışma süresinden dışlanarak gerçek duruma göre hesaplama yapılması gerekirken kıdem tazminatına esas hizmet süresinin yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
c)Temyize konu olan kararın hüküm kısmında “Davalı tarafça 1.000,00 TL"nin 09.05.2007 tarihinde ve 5.000,00 TL"nin 19.12.2007 tarihinde davacıya ödenmiş olduğu anlaşılmakla, dava tarihinden önce davacıya ödenen 1.000,00 TL avans niteliğinde kabul edilmekle ödeme tarihi olan 09.05.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak kanuni faiziyle birlikte davacı lehine hükmolunan alacaklardan mahsubuna, davalı tarafça dava tarihinden sonra 19.12.2007 tarihinde ödenen 5.000,00 TL"nin ödeme tarihi dikkate alınarak faizsiz olarak davacı lehine hükmolunan alacaklardan mahsubuna,” karar verilmiş ise de dava tarihinden önce ve dava tarihinden sonra yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra kalan alacak miktarının hüküm altına alınması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak biçimde yazılı şekilde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…"
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.