8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/3271 Karar No: 2011/7825 Karar Tarihi: 28.12.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3271 Esas 2011/7825 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/3271 E. , 2011/7825 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve Kızılca Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.12.2010 gün ve 470/442 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... dava dilekçesinde; kendisine ait 122 ada 25 sayılı parselin bitişiğinde bulunan yaklaşık 30 m2’lik bahçe niteliğindeki taşınmazın ve aynı biçimde 10 m2 damlalığın yola terk edilerek tespit dışı bırakıldığını açıklayarak 30 m2 taşınmaz ile batısında bulunan yaklaşık 10 m2’lik damlalık kısmının kendisine ait 122 ada 25 parsele ilavesi suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, teknik bilirkişi ...ve arkadaşına ait 23.6.2010 tarihli rapor ve krokilerinde A ve B harfleriyle işaretlenen taşınmaz bölümleri hakkındaki davanın kabulüyle davacıya ait parsele ilave edilmesi suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca açılan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacıya ait 122 ada 25 sayılı parsel, 26.5.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ahşap ev ve arsa niteliğiyle tespit ve tescil edilmiştir. Dava konusu yapılan taşınmaz bölümlerinin de 122 ada 25 sayılı parselin tespitinin yapıldığı 26.5.2007 tarihinde paftasında yol olarak bırakıldığının kabulü gerekir. Dava 20.11.2008 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar Daire uygulaması gereğince davanın tespitten itibaren makul bir süre içerisinde açıldığı takdirde davanın görülebileceği kabul edilmekte ise de, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ... ve ... dava konusu yerlerin 15-20 yıldan beri davacı tarafından kullanıldığını, içindeki ceviz ağacı ile erik ağacının 6-7 sene önce dikildiğini, sebze ve meyve bahçesi olarak kullanıldığını sanmadıklarını, ancak etrafının çevrildiğini açıklamışlardır. Dinlenen tanıklardan ...’ün ise davacının kardeşi olduğu anlaşılmıştır. Teknik bilirkişinin krokisi ile dosya arasında bulunan harita plan örneği birlikte değerlendirildiğinde; davacının tescilini istediği taşınmaz bölümlerinin evler arasında bulunan yolları birbirine bağlayan boşluk ya da meydan niteliğinde olduğu açıkça görülmektedir. Bu nitelikteki bir yerin köy halkı tarafından aktif olarak kullanıldığının kabulü gerekir. Aktif olarak kullanılan boşluk, meydan vb. yerlerin özel mülkiyete konu olması ve zilyetlikle edinilmesi olanağı bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A-C ve TMK.nun 715. maddesi gözönünde tutularak orta malı niteliğinde kullanılan ve ait oldukları köy veya belde halkı tarafından kullanılan bu tür yerlerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, köy içi yolları birbirine bağlayan meydan niteliğindeki yerin daraltılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 28.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.