(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2013/2226 E. , 2013/3959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine istemine ilişkindir.
Davalı ... hakkındaki davanın davalının dava tarihinden önce 22.02.2001 gününde öldüğü gerekçesiyle, diğer davalılara yönelik davanın ise davacı vekiline verilen kesin süre içinde gerekli masrafın yatırılmaması nedeniyle ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı ..."ın dava tarihinden önce 22.02.2001 gününde öldüğü anlaşıldığından davalı ..."a yönelik davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin davalı ... ve ... haklarındaki davanın reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 1086 sayılı HUMK’nın 159. maddesine göre; "Müddetleri kanun veya hakim tayin eder. Kanunda gösterilen müstesna hallerden başka hakim kanunen tayin edilen müddetleri tezyit ve tenkis edemez. Kendisinin tayin ettiği müddetleri iki tarafı dinledikten sonra makul sebeplere binaen tenkis ve tezyit edebilir". Benzer bir düzenleme 6100 sayılı HMK"nın 90. maddesinde de yer almaktadır.
Davacı vekilinin ara kararında belirtilen hususları kendisine verilen kesin süre içerisinde yerine getirmediği gerekçesiyle davalı ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilebilmesi için yukarıda belirtildiği gibi kesin süreye konu işlemlerin gerekli ve taraflarca yerine getirilebilecek nitelikte olması zorunludur. Mahkemece kesin süre verilerek davacıdan istenen dosya içerisinde bulunan davaya konu olayla ilgili 19.01.1998 tarihli "protokol" başlıklı belgenin sahte olduğuna ilişkin herhangi bir iddianın bulunmadığı, dava konusu taşınmazdaki paydaş kök malik ..."dan itibaren tüm malikleri ve taşınmaz üzerindeki şerh ve takyitleri gösterir şekilde 10.12.2003 tarihli satışa esas akit tablosu ve satış vekaleten yapılmış ise vekaletname örneği istenmiş ise de tedavüllü tapu kayıtlarından intikallerin açıkça görüldüğü, 10.12.2003 tarihli tapudaki resmi satış senedin fotokopisinin dosyada mevcut olduğu, uyuşmazlığın niteliğine göre dava konusu taşınmaza ait krokinin getirtilmesine gerek olmadığı gibi İstanbul 2. Noterliğince gönderilen 20.05.1976 tarihli 11524 yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesinin eksik bulunan 4. sayfasının da mahkemece yapılacak yazışma ile temin edilebileceği, bu gibi eksikliklerin bizzat davacı tarafından yerine getirilmesinde bir zorunluluk bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirtilen yasal düzenlemeler olup zorunluluk bulunmadıkça sebepsiz yere davanın reddi için gerekçe yapılmamalıdır. Mahkemece 1086 sayılı HUMK"nın 159. maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 90. ve devam eden maddelerindeki sürelerle ilgili olarak yanlış değerlendirme yapılarak usul hükümlerine aykırı şekilde davalı ... ve ... yönünden davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de taraflardan birinin ara kararı ile verilen kesin süreye uymaması halinde mevcut delil durumuna göre diğer delillerin davanın kanıtlanmasına yeterli bulunmaması halinde bu gerekçe ile davanın reddi gerekirken davacıya verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.