Hukuk Genel Kurulu 2016/693 E. , 2017/927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 15. Hukuk Dairesince;
“Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ...Entegre Tekstil İşl. Eml. Dan. San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı ... İnş. ve ...ve ...Sis. San. Tic. Ltd. Şti. arasında çatı sistemi imalâtı ve montajı sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmeye göre ... Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete ait Avcılar/İstanbul adresindeki şirket fabrikasına çatı konstrüksiyon işi yapılacağı, davacı şirket tarafından da .... Ltd. Şti."ne iş bedeli olarak sözleşmede belirtilen 663.726,40 TL bedelin ödeneceği, sözleşme gereği ödenmesi gereken bedelden bakiye 130.726,40 TL"nin ödenmediğinden bahisle ...Ltd. Şti. tarafından davacı şirket aleyhine Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3841 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, yapılan takibe davacı şirket tarafından itiraz edildiği ve takibin durduğu, bunun üzerine ... Ltd. Şti. tarafından sözkonusu bu itirazın iptâli için Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/618 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptâli davası açıldığı, sözkonusu imalâtın teslim tarihi sözleşmede belirtildiği halde süresinde teslim gerçekleşmediğinden davacı şirket tarafından ... Ltd. Şti."ne cezai şarta ilişkin 12.02.2009 tarih ve 179.206,13 TL tutarında fatura kesildiği, fatura bedeli ödenmediği için bu faturaya dayanılarak davacı şirket vekili tarafından ... Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2009/20222 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, ... Ltd. Şti."nin itirazı üzerine takip durduğundan müvekkil şirketçe İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/218 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptâli davasının açıldığı, her iki davanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/618 esas sayılı dava dosyasında birleştiği, yapılan yargılama sonunda Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 19.04.2011 tarih ve 2009/618 Esas ve 2011/235 Karar sayılı hükmü ile asıl davanın kısmen kabulüne, ... Ltd. Şti."nin davacı şirket aleyhine Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3841 Esas sayılı dosyasıyla yaptığı takibe davacı şirketçe yapılan itirazın 128.726,40 TL üzerinden iptâli ile takibin bu bedel üzerinden devamına, davacı şirketin %40 icra inkâr tazminatı ödemesine ve birleşen asıl davanın da reddine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 13.09.2012 tarih ve 2011/4516 Esas- 2012/5751 Karar sayılı hükmü ile onandığı,
Bu defa davacı şirketçe tashihi karar talebinde bulunulduğu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 19.06.2013 tarih ve 2013/214 Esas, 2013/3999 Karar sayılı ilâmı ile yerel mahkeme hükmünün %40 icra ve inkâr tazminatı yönünden bozulduğu, likit bir alacaktan sözedilebilmesi için alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinebilmesi gerektiği, bu koşullar yok ise likit bir alacaktan söz edilemeyeceği ileri sürülerek Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 19.04.2011 tarih ve 2009/618 Esas, 2011/35 Karar sayılı ilâmına istinaden davacı şirketçe haksız olarak ödenen 74.249,70 TL"nin 09.11.2012 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davacı şirkete ödenerek şirketin zararının tazminini, masraf ve vekâlet ücretinin de davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı Hazine vekili cevabında; davacının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 19.04.2011 tarih 2009/618 Esas, 2011/235 Karar sayılı ilâmına istinaden haksız olarak ödedikleri 74.249,70 TL"nin ticari faiziyle birlikte tahsili talebiyle açtığı davanın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürmüş, hak düşürücü süre itirazlarını ve zamanaşımı def"ilerini sunduğunu, bunun yanı sıra hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aleyhlerine tazminat davası açılamayacağı, verilen kararın kanun hükümlerinin somut olaya tatbik edilmesi sonucunda hak ve nefaset kuralları gözetilerek vicdani kanaatleri doğrultusunda vardıkları hükümlerden ibaret olduğu, bu nedenle HMK"nın 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiği, ayrıca HMK"nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerinin delillerinin açıkça belirtilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
6100 sayılı HMK"nın 48/2. maddesi gereğince dava, kararı veren hakimler ... (37548), ... (38570) ve ..."a (40767) ihbar edilmiş, adı geçen hakimlerden ..."ın davaya müdahil olma talebinde bulunduğu ve 08.09.2015 tarihli tahkikat duruşmasında davaya davalı yanında fer"i müdahil olarak kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delil olarak dayandığı Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/3841 Esas, İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2009/20222 Esas, Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü"nün 2011/7279 Esas sayılı icra takip dosyaları ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/618 Esas, 2011/235 Karar sayılı dava dosyası celbedilip dosya içerisine alınmış, bu arada Dairemizin 13.09.2012 tarih 2011/4516 Esas, 2012/5711Karar sayılı ilâmı ile 19.06.2013 tarih 2013/214 Esas, 2013/3999 Karar sayılı ilâmı dosya içerisine alınarak incelenmiştir.
Dava, 6100 sayılı HMK"nın 46/1. maddesine göre hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır.
Dava dilekçesinde 6100 sayılı HMK"nın 46/1. maddesinin (c) bendine dayanılmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 46/1. maddesinin (c) bendinde “farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” düzenlemesi yer almakta olup buna göre hakimlerinin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için hakimin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm vermiş olması gerekmektedir.
Dava dosyası incelendiğinde, dava dışı ... İnş. ve ... Çatı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı şirket aleyhine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/618 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptâli davası açıldığı, ayrıca davacı şirket tarafından dava dışı şirket aleyhine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/218 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptâli davası açıldığı, her iki davanın birleştirildiği ve yargılamanın 2009/618 Esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemenin 19.04.2011 tarih ve 2011/235 Karar sayılı ilamı ile itirazın iptaline ve davacı şirketin %40 oranında İcra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmiştir. Karardan sonra icranın durdurulması talepli olarak temyiz edilen karar, Dairemizin 13.09.2012 tarih 2011/4516 Esas, 2012/5751 Karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı şirketçe karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine Dairemizin 19.06.2013 tarih 2013/214 Esas, 2013/3999 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebi kabul edilerek %40 icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle karar düzeltilerek onanmıştır. Bu arada davacı şirketin dava dışı şirkete icra inkâr tazminatını ödediği ve fakat karar düzeltme üzerine yapılan bozmadan sonra icra inkâr tazminatını geri alamadığı anlaşılmaktadır.
İtirazın iptâli davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için diğer koşullar yanında alacağın likit olması gerekmektedir. Bir alacağın likit olup olmadığı kanunda açıkça hükme bağlanmamış olup, hukukî yorum ve görüşe göre değişiklik arzedebilmektedir. Bu nedenle kararı veren hakimlerin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin kanun hükmüne aykırı bir karar veya hüküm vermiş olması sözkonusu olmayıp bu nedenlerle hakimlerin sorumluluğu nedeniyle devletin tazminata mahkum edilmesi mümkün görülmemiş, bir başka deyişle 6100 sayılı HMK"nın 46. maddesinde belirtilen sebeplerin oluşmadığı anlaşıldığından davanın esastan reddi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın REDDİNE,
2-HMK"nın 49/1. maddesi gereğince 500,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline,
3-Alınması gerekli 27,70 TL maktu harçtan davacıların peşin yatırdığı 1.269,00 TL harcın mahsubu ile 1.241,30 TL fazla harcın istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.339,97 TL nisbi vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalı Hazineye verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansının artan kısmının HMK"nın 333. maddesi gereğince yatırana iadesine,”
dair oybirliği ile verilen 08.09.2015 gün ve 2015/1 E., 2015/1 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davacı şirket ile dava dışı ... İnş. ve ... ve Çatı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki itirazın iptali davalarının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/618 esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, itirazın 128.726,40 TL üzerinden iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, davacı şirketin %40 icra inkâr tazminatı ödemesine ve birleşen davanın da reddine karar verildiğini, bu kararın davacı şirket tarafından icranın durdurulması talepli olarak temyiz edildiğini ve icra dosyasına 203.000 TL"lik teminat mektubu konulduğunu, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesince onanması üzerine teminat mektubunun ... Ltd. Şti. tarafından paraya çevrilerek tahsil edildiğini, bu defa Yargıtay 15. Hukuk Dairesince davacı şirketin tashihi karar talebi kabul edilerek kararın icra ve inkâr tazminatı yönünden bozulduğunu, bunun üzerine haksız olarak ödenen %40 icra inkar tazminatı ve işlemiş faiz toplamı olan 74.249,70 TL"nin iadesi için ... Ltd. Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak haciz esnasında borçluya ait mal bulunamadığından haksız ödenen bedelin iade alınamadığını, mahkemenin alacağın likit olduğunu kabul ederek verdiği karar ile davacı şirketin zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davacı şirketçe haksız olarak ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili davanın süresinde açılmadığını, HMK"nın 46. maddesindeki koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan hakimlerden ... davaya müdahil olma talebinde bulunmuş, davalı yanında fer"i müdahil olarak kabulüne karar verilmiş, diğer iki hakim ise yargılamaya katılmamış ve davaya karşı herhangi bir cevap vermemişlerdir.
Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.