22. Hukuk Dairesi 2015/2299 E. , 2015/6266 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının, davalıya ait iş yerinde 08.01.1996 - 31.12.2000 tarihleri arasında Karadeniz bölge müdür yardımcısı, 01.01.2001 - 01.04.2008 tarihleri arasında Karadeniz bölge müdürü, 01.04.2008 - 01.06.2011 tarihleri arasında pazarlama ve satış müdürü, 01.06.2011 - 06.08.2012 tarihleri arasında ise Türkiye satış müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini, tazminatlarının ise eksik ödendiğini ileri sürerek, fark kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda belirgin hale gelen taleplerine ilişkin tamamlama harcı yatırdığı, davanın başından itibaren belirsiz alacak davası olarak açılıp görüldüğü şüphesizdir. Oysa davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağından bu taleplere yönelik davaların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, davacının işyerinde üst düzey yönetici konumunda çalıştığı, yaptığı işe ve ücret sistemine göre mesai saatlerinin kendisi tarafından belirlendiği, görevi gereği bu durum gözetilerek ücretinin diğer çalışanlardan farklı olduğu anlaşıldığından; fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacak taleplerinin redde gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 47. maddesinde, Kanunun kapsamındaki iş yerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan
./..
-2-
her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2. maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13:00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13:00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00"ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Kanun, 5892 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, iş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille ispatlaması imkân dahilindedir.
Somut olayda, davacının ulusal bayram genel tatil ücreti talebi ile ilgili dosyadaki deliller değerlendirilerek, çalışma yapıp yapmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının iş yerinde üst düzey yönetici konumunda çalıştığı, yaptığı işe ve ücret sistemine göre mesai saatlerinin kendisi tarafından belirlendiği, görevi gereği bu durum gözetilerek ücretinin diğer çalışanlardan farklı olduğu gerekçesiyle ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanamadığına dair hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz giderinin istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
.