20. Hukuk Dairesi 2012/12973 E. , 2013/7400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 16.10.2009 havale tarihli dilekçesiyle ... Mahallesinde bulunan 305 ada 1 parsel sayılı 8530,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın bulunduğu yörede 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. madde uyarınca yapılan çalışmalara itiraz üzerine, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/735 E. - 2007/461 K. sayılı kesinleşen kararıyla, 305 ada 1 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A-1) ile gösterilen 351,31 m² yüzölçümündeki bölümünün kesinleşmiş orman tahdit sahası içerisinde kaldığının belirlendiği belirtilerek, taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptali ve bu bölüme davalıların müdahalesinin önlenmesi istemleriyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1977 ilâ 1982 yılları arasında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılıp, ekip çalışması 17.08.1982, itirazların incelenmesiyle komisyon çalışmaları da 17.06.1983 tarihinde ilân edilmiş, 1990 yılında yapılan aplikasyon, sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 04.06.1991 tarihinde ilân edilmiştir. Yörede 2005 yılında 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 9/son maddesi gereğince fennî hataların düzeltilmesi çalışması yapılmış, 31.03.2005 ilâ 30.04.2005 tarihleri arasında ilân edilmiştir. Ölüdeniz Beldesinde daha önce mahkeme kararıyla orman sınırları içine alınan taşınmazlarda 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına 28.03.2005 tarihinde başlanmış, çalışmalar 06.04.2005 tarihinde bitirilmiş, 27.06.2005 tarihinde sonuçlandırılmış, 26.04.2006 tarihinde ilan edilmiştir
Mahkemece, davacı ... Yönetiminin müdahalenin önlenmesi istemi hususunda davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira, Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Somut olayda, dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalı gerçek kişilerin dava konusu taşınmaza haksız bir müdahalesinden söz edilemez.
Orman Yönetiminin dava konusu taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığına dair iddiasına gelince; mahkemece, davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın kısmen kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı davanın da reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ile uyuşmadığı gibi usûl ve kanuna da aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu .... Beldesinde 2005 yılında 4999 sayılı Kanun ile
değişik 6831 sayılı Kanunun 9/son maddesi gereğince fennî hataların düzeltilmesi çalışması yapılmış; iş bu davanın davalılarından olan ... tarafından bu uygulamaya yapılan itiraz üzerine,.... Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2007 tarih ve 2005/735 E, 2007/461 K, sayılı kararıyla verilen davanın reddine dair karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.09.2008 tarih ve 2008/5085-11253 sayılı kararıyla özetle; "çekişmeli 305 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide (A1) ile gösterilen 351,31 m² yüzölçümündeki bölümünün orman sınırları içinde, (B1) ile gösterilen 8178,55 m² yüzölçümündeki bölümünün ise orman sınırları dışında bırakıldığı, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan fennî ve teknik hataların düzeltilmesi çalışmasının Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olduğu belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı" gerekçeleriyle onanmıştır. Ayrıca; yine, temyize konu iş bu davada, 14.03.2011 tarihinde yapılan keşifte görev alan üç kişilik orman bilirkişi kurulu da, 305 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 8178,55 m² yüzölçümündeki bölümünün 4999 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamalara göre orman tahdidi dışında, (B) harfi ile gösterilen 351,31 m² yüzölçümündeki bölümünün ise orman tahdidi içinde kaldığını ifade etmişlerdir. Her ne kadar 3 kişilik orman bilirkişi kurulu tarafından dava konusu 305 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulama tutanaklarına göre (haritasına göre değil) orman tahdidi dışında kaldığı ifade edilmiş ise de, bilirkişilerin yaptığı uygulama ifade edildiği şekilde 1744 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro tutanakları ile de örtüşmemektedir. Şöyle ki; üç kişilik orman bilirkişi kurulunun yaptığı uygulamaya göre, çekişmeli taşınmazı ilgilendiren OS 216 ilâ 218 hattı düz hatla belirlenmiştir. Oysa, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinin tutanaklarında, dava konusu taşınmazı ilgilendiren OS noktaları “215 No.lu OS noktası ormanın güneyinde ve .... ile .... tarlaları müşterek sınırında. Buradan kuzeybatıya devamla ... tarlası ile ... tarlası müşterek sınırı doğu köşesinde ve orman kenarında 216 No.lu OS noktası tesis edildi. Buradan kuzeye devamla ... tarlası doğu kenarında 217 No.lu OS noktası tesis edildi. Buradan kuzeybatıya devamla ... tarlası ile ... tarlası müşterek sınırı doğu köşesinde ve orman kenarında 218 No.lu OS noktası tesis edildi.” şeklinde tarif edilmiştir. Görüleceği üzere, orman kadastro tutanaklarında 215 OS noktasından, önce kuzeybatı yönüne gidilerek 216 nolu OS noktası, daha sonra kuzey yönüne gidilerek 217 nolu OS noktası ve son olarak da kuzeybatı yönüne gidilerek 218 nolu OS noktasının oluşturulduğu ifade edilmiştir. Yani, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan tahdidin dava konusu taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları orman kadastro tutanaklarına göre de, üç kişilik orman bilirkişi kurulunun raporuna ekli krokide gösterildiği gibi düz bir hat ile ilerlememektedir. Ayrıca, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit haritası ve tutanakları temel alındığında da, 4999 sayılı Kanuna göre yapılan düzeltme işleminin Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun bir şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki; bundan daha da önemlisi, taraflar arasında çekişmeli OS sınır hatları hususunda kesinleşmiş ve tarafları bağlayan yukarıda anılan kesinleşmiş mahkeme hükmü de mevcuttur. Kesin hüküm, taraflar ile akdi ve irsi haleflerini bağlar. Taraf olmayanlar hakkında ise güçlü delil oluşturur.
Bu itibarla, mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile dava konusu 305 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen 351,31 m² yüzölçümündeki bölümünün tapusunun iptali ile bu bölümün orman niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline, müdahalenin önlenmesi talebiyle ilgili olarak da davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunun hatalı değerlendirmelerine dayanılarak ve yukarıda belirtilen kesinleşen mahkeme hükmü de gözardı edilerek yazılı şekilde davanın tümden reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/07/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.