17. Hukuk Dairesi 2014/6467 E. , 2015/15039 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL maddi (iş gücü kaybı, araç hasarı, yol ve tedavi gideri) ve 15.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi poliçe limiti kapsamında sorumlu olacak şekilde) 29.04.2009 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı tarafından davacıya olay sonrası 950 TL ödeme yapıldığı, davacının ödemeyi ihtirazi kayıt koymaksızın kabul ettiği, yapılan ödemenin kusur durumuna nazaran uygun olduğu ve davacı tarafından ispatlanamadığından maddi tazminat isteminin reddine, kusur durumu, tarafların mali ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak ispatlanamayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada, kazada davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı ve sanığın asli kusurlu olduğu kabul edilerek sanık sürücü cezalandırılmış.Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece, trafik bilirkişisinden alınan kusur raporunda davalı sürücünün 6/8, davacı sürücünün ise 2/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece Adli Tıp Uzmanı bilirkişiden alınan raporda ise davacının yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin 3 aya uzayabileceği ve davacının maddi zararının müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra 1.447,57 TL olduğu, yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu açıklanmıştır. Kazadan sonra davalı tarafından davacıya 950 TL nakdi yardım yapıldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davacı ceza yargılamasında sanığa karşı hukuki talep ve haklarından feragat etmemiş sanıkla uzlaşma yoluna gitmemiştir. Bu durumda, öncelikle davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin hangi masraflar için alındığı açıklattırılıp, daha sonra davacının karşılanmayan maddi zararları varsa belirlenip bu hususta bir karar verilmesi, ayrıca davacının yaralanma derecesi, iyileşme süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaralanmanın davacıda yarattığı elem ve sıkıntının derecesi gözetilerek davacı lehine manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.