(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/8337 E. , 2013/16906 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalıların hissadar oldukları 8199 nolu parsele ilişkin dava dışı ... Belediyesi aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davası açıp takip ettiklerini, yargılama gideri ve harçları kendilerinin yatırdığını, alınan bilirkişi raporundan sonra da ıslah harcını yatırmadıklarını buna rağmen 5.12.2007 tarihinde haksız olarak azledildiklerini ve azilden öncesinde de başka bir avukata daha vekalet verdiklerinin de ortaya çıktığını ileri sürerek, dava değeri üzerinden % 20 vekalet ücretinden şimdilik 10.000 TL. ile yargılama masraflarından şimdilik 200 TL.nin faizi ile müteselsilen ödetilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacı avukatların davayı gereği gibi takip etmediklerini, sürekle mazeret vererek işlemden kaldırılmasına neden olduklarını, masrafların da ödendiğini bu nedenle azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece azlin haklı olmadığı gerekçesi ile 17.469,70 TL:nin azil tarihinden yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı avukatların, davalılardan 20.6.2001 tarihinde aldığı vekalet ile, adına kamulaştırmasız el atma nedeni ile 1.229 TL.değer üzerinden tazminat davası açıp takip ettikleri, 5.12.2007 tarihinde azledikleri anlaşılmaktadır.
Davacı avukatların anılan dosyada azil tarihine kadar toplam 8 kez mazeret verdikleri, keşif yapılıp davacıların hisselerinin 89.943,80 TL. olarak belirlendiği ve bu tarihten sonra 30.3.2006 tarihli duruşmaya katılmayarak verdikleri mazeret dilekçesi ile ıslah harcını yatıramadıklarından mevcut talep itibariyle karar verilmesini talep ettikleri , 28.9.2006 tarihli duruşmaya da mazeretsiz olarak katılmadıklarından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, azilden sonraki yeni avukat tarafından yeniden aldırılan bilirkişi raporu ile, davalıların paylarının toplamının 278.113 TL. Olarak belirlendiği ve mahkemece 19.3.2009 tarihli karar ile bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilip kesinleştiği, tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
O halde davacı avukatların iki kişi olmalarına rağmen bir çok duruşmaya mazeret bildirerek katılmadıkları, 28.9.2006 tarihinde mazeretsiz olarak takip edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına neden oldukları dosyanın bu nedenle uzamasına sebep oldukları ayrıca ilk bilirkişi raporuna itiraz etmeyerek ilk belirlenen daha az değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri gözetildiğinde, davacıların bu eylemlerinin almış oldukları işte, BK.nun 390 maddesi gereği gerekli özeni göstermedikleri ve kusurlu olduklarını göstermektedir. Bu durumda davalılar, davacı avukatları haklı olarak azlettiklerinin kabulü gerekir. Haklı azil nedeniyle davacı avukatlar Avukatlık Kanunun 174/2 maddesi gereği vekalet ücreti isteyemez. Öyle olunca davanın reddi gerekir.Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar lehine BOZULMASINA, peşin alınan 488.70 TL temyiz harcın istek halinde davacıya ve yine peşin alınan 21.15 TL temyiz harcın davalıya iadesine, 20.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.