Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/6886 Esas 2014/6759 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6886
Karar No: 2014/6759
Karar Tarihi: 22.05.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/6886 Esas 2014/6759 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/6886 E.  ,  2014/6759 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/02/2014
    NUMARASI : 2012/304-2014/67

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı Hazine, K.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 18. maddesinden kaynaklanan tescil isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 18. maddesi, özel mülk niteliği taşıyan yada tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olup ilerde bu niteliği kazanabilecek taşınmazlar ile ekonomik yarar sağlanabilecek taşınmazların Hazine adına tescilini olanaklı kılmıştır. Belirtilen yasa hükmü karşısında Hazine adına tescil isteklerinde Türk Medeni Kanununun 713 ve 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; taşınmaz üzerinde imar ihya faaliyetlerinin tamamlanmamış yerlerden olması taşınmazın ekonomik yarar sağlaması ya da tarım alanına dönüştürülmesine engel teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, çekişme konusu taşınmazın 1975 yılında tescil harici bırakıldığı ancak M.. D.. tarafından imar ve ihyasının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildiği iddiasıyla tescil talebinde bulunulduğu, Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.10.2005 tarih ve 2005/321-583 sayılı ilamıyla davanın HUMK"nın 409. maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşif sonucu ziraat, orman ve jeoloji bilirkişilerinden oluşan heyet raporuna göre, taşınmaz üzerinde imar ihya faaliyetlerinin başladığı ancak tamamlanmadığı, taşınmazın VI. sınıf arazi olduğu belirtildiğine ve şahıslar tarafından önceden tescil istemiyle dava açıldığına göre çekişme konusu taşınmaz bölümünün ekonomik yarar sağlanması mümkün bulunan yerlerden olduğunun kabulüyle davacı Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 18. maddelerindeki düzenlemeler karıştırılarak çekişme konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek nitelikte yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan köylerin tüzel kişiliği sona ermiş olmakla aynı Yasa"nın geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesine de husumet yöneltilmesi zorunlu olacağı, yargılamanın devamı sırasında göz önünde bulundurulmalıdır. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.