8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7477 Karar No: 2011/7760 Karar Tarihi: 27.12.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7477 Esas 2011/7760 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7477 E. , 2011/7760 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Uşak 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.09.2011 gün ve 166/191 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... tarafından davalılar ... ve müşterekleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece tapulu taşınmazların tapu dışı satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 15.10.2000 tarihli harici satışa dayanarak satın alınan kısım yönünden hisse iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Harici satışın yapıldığı tarihte dava konusu 853 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalıların miras bırakanı Mehmet Kaptı adına kayıtlı bulunan bir yerdir. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış, taşınmazı haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Mahkemenin gerekçesi bu bakımdan yerindedir. Ancak davalılar 20.9.2011 tarihli yargılama oturumunda davayı imzalı beyanları ile kabul ettiklerini bildirmişlerdir. HMK.nun 308. (HUMK.nun 92.) ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, iki taraftan birinin diğerinin talep sonucuna muvafakat etmesidir. HMK.nun 308 ve 311. (HUMK.nun 95.) maddelerine göre, kabul kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve yapıldığı tarihten itibaren geçerlidir. Kural olarak; tarafların dava konusu yer üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan Medeni Usul Hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulanacağından davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkündür. Yine belirtmek gerekir ki, kabul karşı tarafın rızasına bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle, her ne kadar satış işlemi kanunda belirtildiği gibi resmi şekilde yapılmamışsa da davalıların kabul beyanları bunun önüne geçer. Mahkemece, davalıların kabulüne değer verilerek harici senetle satın alınan kısma isabet edecek hissenin davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.