19. Hukuk Dairesi 2018/3659 E. , 2019/5313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının, davalıya ait iş merkezi projesinden bağımsız bölüm satın aldığını, davalının satın alınan taşınmaz bölümlerini 24 ay içerisinde teslim edeceğini taahhüt ettiğini, dava konusu taşınmazların fiili tesliminin davalı tarafından gerçekleştirilemediğini, taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesine aykırılık nedeniyle davacının uğradığı kira kaybı ve yine sözleşmede yer alan cezai şart miktarının tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21. maddesinde taraflar arasında çıkacak ihtilafların tahkim yoluyla çözüleceğinin düzenlendiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, davalının dava konusu gayrimenkulü elinde olmayan sebeplerle sözleşmede öngörülen sürede hazır hale getiremediğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 21. maddesinde satıcı ile alıcı arasında vuku bulacak ihtilafların tahkim usulünün esas alınarak çözüleceğinin kararlaştırıldığı, tahkim şartının yasada aranan şekil şartlarını taşıdığı, davalının yasal süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/1620 esas ve 2015/13042 karar sayılı ve 19.10.2015 tarihli kararı ile; "Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi ve alıcı kredisi temini sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşmenin 21. maddesinde tahkim şartı bulunmakta ise de, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noterde yapılması gerektiğinden ve somut olayda sözleşme noterde yapılmadığından geçersiz olup, geçersiz sözleşmedeki tahkim şartının da geçersiz olduğu gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tarafların kabulünde bulunan 10/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin TBK’nın 237/2. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmediği için geçerli olmadığı, tapuda sonradan devir yapılmış olsa dahi, başlangıçta geçersiz olan adi sözleşmenin geçerli hale gelmeyeceği, ayrıca taşınmazların tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devri konusunda alıcı davacı tarafından taşınmazların tapu siciline adi şekilde yapılan sözleşme ile şerh konulduğunun iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla geçersiz olan bir sözleşmeye dayalı olarak kira kaybına ilişkin alacak istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.