Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/7461 Esas 2015/2322 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7461
Karar No: 2015/2322

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/7461 Esas 2015/2322 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanık hakkında iki ayrı suçtan verilen hükümleri incelemiş ve her iki durumda da hüküm kuruluşunda yanılgıya düşüldüğü sonucuna varmıştır. İlk olarak, sanığın bir suçtan kurtulması için zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle dava düşürülmelidir. İkinci olarak, sanığın resmi belge sahteciliği suçu yerine soybağını değiştirme suçu ile suçlanması gerekmektedir ve ayrıca sanık daha önceki suçları gerekçesiyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerekmektedir.
Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 231/1. maddesi: Soybağını değiştirme suçunu tanımlar.
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi: Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren kanunların uygulanması hakkında düzenlemeleri içerir.
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e maddesi: Asli dava zamanaşımı süresini belirler.
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi: Mükerrirler hakkında infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri hakkında düzenlemeleri içerir.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/7. maddesi: Mükerrirler hakkında infaz rejimi hakkında düzenlemeleri içerir.

21. Ceza Dairesi 2015/7461 E. , 2015/2322 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

I- 15.10.2004 tarihinde işlenen suçtan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığın eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nun 231/1. maddesinde öngörülen suçu oluşturacağı ve cezasının üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, suç tarihi olan 15.10.2004 ile zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın Cumhuriyet savcılığında ifadesinin alındığı 18.10.2012 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilerek sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen, bu hususta aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
II- 04.05.2006 tarihinde işlenen suçtan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, birlikte yaşadığı ... isimli bayandan doğan Muhammed isimli çocuğunu resmi nikahlı eşi ...’den doğmuş gibi 04.05.2006 günü nüfus memuruna beyanla tescil ettirmekten ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 231/1. maddesindeki soybağını değiştirme suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şeklide resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 TCK"nun 58/7. maddesi gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.