Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1385
Karar No: 2016/8854
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/1385 Esas 2016/8854 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/1385 E.  ,  2016/8854 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davacı, garson olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma , ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı işçinin iş akdinin fesih tarihi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde açıkça 11.12.2012 tarihine kadar iş yerinde çalıştığını belirttiği halde HMK’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak iş akdinin sona erme tarihinin hizmet döküm cetvelinde çıkış tarihi olarak gözüken 18.12.2012 olarak tespiti ile hizmet süresinin ve ücret alacaklarının bu tarih esas alınarak belirlenmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3- Taraflar arasında davacı işçinin aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda davacı günlük net 60,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiş, davalı ise günlük net 35,00 TL ücretle çalıştığını belirtmiş, mahkemece emsal ücret araştırması yapılarak 1999 – 2012 yılları arası garson olarak çalışan kişinin ücreti .... Esnaf Ve Sanatkarlar Odasından sorulmuş olup gelen yazı cevabı doğrultusunda davacının ücreti günlük net 40,80 TL kabul edilmiş ise de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı 11.10.2006 tarihinde işe başlamış olduğundan 1999 yılında işe başlayan garson işçinin emsal ücretine yönelik bilgiler doğrultusunda davacının ücretinin tespiti hatalı olmuştur.

    4- Somut olayda davacı dava ve ıslah dilekçesinde talep etmiş olduğu alacakların brüt veya net olarak talep edildiğini açıkça belirtmemiştir. Bilirkişi tarafından davacının tazminat ve alacak talepleri net olarak hesaplanarak davacı tarafından bu miktarlar ıslah edilmiş ve mahkemece bu haliyle hüküm altına alınmıştır. Bilindiği üzere işçi alacaklarına ilişkin davalarda dava dilekçesinde talep edilen alacağın özellikle “net” ücret üzerinden hüküm altına alınması talep edilmemiş ise hesaplamaların brüt ücret üzerinden yapılıp hüküm altına alınması gerekir. Bundaki amaç brüt ücret üzerinden yapılan kesintilerin infaz tarihindeki mevzuata ve kesinti oranlarına göre yapılmasıdır. Dosyada davacı dava ve ıslah dilekçesi ile talep ettiği alacakların brüt veya net olduğunu belirtmemiş olduğundan talebin brüt ücret üzerinden olduğu kabul edilmeden hüküm kurulması hatalıdır. Ayrıca mahkemece infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun yazılmaması da doğru olmamıştır.
    5- Hüküm fıkrasının avukatlık ücretine ilişkin bölümünde davalı yararına takdir edilen avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazım hatası nedeni ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde yazılması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 20/04/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi