DAVA KONUSU TAŞINMAZLARIN TAMAMI 1997 YILINDA SATIN ALINARAK DAVALI ADINA TAPUYA TESCİL EDİLMİŞ OLUP, BAŞKA MAL REJİMİ SEÇİLDİĞİ İLERİ SÜRÜLMEDİĞİNE GÖRE TAŞINMAZLARIN EDİNME TARİHLERİ DİKKATE ALINDIĞINDA EŞLER ARASINDA MAL AYRILIĞI REJİMİ GEÇERLİDİR. TARAFLAR ARASINDAKİ UYUŞMAZLIKTA 743 SAYILI TMK’NİN 5. MADDESİ YOLLAMASIYLA BORÇLAR KANUNUNUN BAŞKA TÜRLÜ HÜKÜM MEVCUT OLMADIĞI TAKDİRDE HER DAVA İÇİN ÖNGÖRÜLEN 10 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİNİ ÖNGÖREN 125. MADDESİNDEKİ DÜZENLEMENİN UYGULANMASI GEREKİR.
DAVACI, TAŞINMAZLARIN ALIMINDA KATKIDA BULUNDUĞUNU AÇIKLAYARAK TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEĞİNDE BULUNMUŞTUR. TAŞINMAZIN EDİNİLMESİNDE KATKIDA BULUNDUĞUNU İDDİA EDEN DAVACI, BU KATKISINA DAYANARAK MÜLKİYET TALEP EDEMEYECEĞİ GİBİ TERDİTLİ OLARAK ALACAK İSTEĞİNDE DE BULUNAMADIĞINDAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMELİDİR.
(743 s. MK m. 170, 5)
Seçim ile Yılmaz aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kırşehir Aile Mahkemesinden verilen 09.03.2011 gün ve 241/188 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı Seçim vekili, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına tapuya tescil edilen 1757 ada 1, 2, 16 ile 1758 ada 1, 3 ve 9 sayılı parsellerin edinilmesinde vekil edeninin katkısı bulunduğunu açıklayarak bu taşınmazların yarı hisse oranında tapularının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Yılmaz vekili, davacının bir katkısı olmadığını, 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar TMK’nın 178. maddesinde yazılı bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 11.09.1985 tarihinde evlenmiş, 08.04.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.02.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu 6 parça taşınmazın tamamı 04.09.1997 tarihinde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmişlerdir. TMK’nın 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK’nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nın 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nın 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazların edinme tarihlerine göre, eşler arasında 743 sayılı MK’nın 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK’nın 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 743 sayılı TMK’nın 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Ancak davacı vekili, vekil edeninin taşınmazların alımında katkıda bulunduğunu açıklayarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; taşınmazın edinilmesinde katkıda bulunduğunu iddia eden davacı, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine, eldeki davada iptal tescil isteği dışında terditli olarak alacak isteğinde de bulunulmadığına göre mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibarıyla doğru olmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile sonucu itibarıyla usul ve yasaya uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 27.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.