(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/15058 E. , 2013/16889 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, kredi kartı hamili olan davalı hakkında kredi kartı borcu nedeniyle başlatılan takibe haksız itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının davacıya 2.383,04 TL borçlu olduğunun tespitine, eski ... 1. İcra, yeni ... 25. İcra Müdürlüğünün 2010/832 esas nolu takip dosyasında davalı borçlunun bu miktar üzerinden vaki itirazının iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istem subut bulmadığından reddine, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminat isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı kendisini vekile temsil ettirmediği halde karar başlığında davalı vekili olarak Av. ...’in yazılmış olmasının maddi hataya dayalı olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davacının aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından
alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra - inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
3-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7.maddesi gereğince mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının hüküm bölümünün iki numaralı bendindeki “Alacak likit olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminat isteminin reddine” sözlerinin karardan çıkarılarak yerine “Asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın hüküm bölümünün beş numaralı bendinde yazılı “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden red olunan miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince takdir olunan 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının karardan çıkarılmasına, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 153,90 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.