13. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1491 Karar No: 2020/2977 Karar Tarihi: 02.03.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/1491 Esas 2020/2977 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, oğlunun borcuna kefil olduğunu ve davalı bankanın maaş hesabını bloke ettiğini ve son 1 yıldır maaşını alamadığını ileri sürerek haksız blokenin kaldırılmasını ve 8.000 TL'nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, konulan bloke ve yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, fakat davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla değil genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerektiğine karar vermiştir. Bu nedenle, verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun.
13. Hukuk Dairesi 2019/1491 E. , 2020/2977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, oğlunun davalı bankadan kullandığı krediye kefil olduğunu, asıl borçlunun ödeme yapmaması nedeni ile hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın maaş hesabına bloke koyduğunu ve son 1 yıldır maaşını alamadığını ileri sürerek; haksız blokenin kaldırılmasına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız olarak el konulan 8.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin ticari kredi olduğunu, konulan bloke ve yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denir. (Prof Baki Kara Hukuk Mahkemeleri Usulü Cilt V sayfa 4737) Usuli kazanılmış hakka ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değilse de gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında bu husus kabul edilmiştir. Usuli Kazanılmış haklardan biriside Yargıtay bozma ilamına uyulması ile oluşur. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla artık bozma ilamında belirtilen şekilde işlem yapılması zorunluluk haline gelir. Mahkeme bozmaya uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararının gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Daire"nin önceki bozma ilamında (21.06.2018 tarih, 2018/1316-6985) dava konusu yapılan kredinin tüketici kredisi olmadığı saptanarak, uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı vurgulanmıştır. Buna göre de davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla değil genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerektiği hususuna değinilerek karar bozulmuştur. Bozma sonrası 22.10.2018 tarihli 1. celsede bozmaya uyulmuş ve bu celse hüküm tesis edilmiştir. Ancak, gerekçeli kararda, kullanılan kredinin tüketici kredisi olduğu belirtilip, dairenin 4077 sayılı yasaya ilişkin emsal kararı da gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, dairenin bozma ilamında kredinin türü genel kredi olarak nitelendirilmesi ve bozmaya uyulması karşısında, genel hükümlere göre değerlendirme yapılması gerekip, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirme yapılamayacağı açıktır. Buna göre, verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, açıklanan nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.