Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4716
Karar No: 2013/7331

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4716 Esas 2013/7331 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4716 E.  ,  2013/7331 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü 106 ada 1 parsel sayılı 9292,84 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden tarla niteliği ile davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın Kanun - u Evvel 935 tarih, 21, 26 ve 27 sayılı Hazineye ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairece bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 tarih 2010/378 – 3406 sayılı bozma ilâmında özetle; ""Mahkemece, davacı Hazinenin dayandığı Kanun - u evvel 935 tarih, 21, 26 ve 27 sayılı tapu kaydının dava konusu yere uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hazinenin dayandığı ve senetsizden oluşan tapu kaydının dayanağı kroki olup olmadığı ve tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmamış, varsa getirilip uygulanmamış, tapu kaydının dava konusu yere ve komşu parsellerine uymaması halinde, hangi parsellere uyduğu, bu parsellerin kimler adına tespit edildiği belirlenerek kapsamı harita üzerinde gösterilmemiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına da dayandığı halde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, yine, çekişmeli taşınmaz ve davalı olan diğer parseller 102 ada 1, 103 ada 1 ve 104 ada 1 nolu orman parsellerine bitişik olduğu halde, orman yönünden bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, dayanak tapu kaydının varsa krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe
    giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydın krokisi varsa, 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesine göre, “kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırları itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazın kroki ve tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, dava konusu yere uymadığının belirlenmesi halinde hangi taşınmazlara uyduğu, bu parsellerin kim ya da kimler adına tespit edildiği belirlenerek tespit tutanakları getirtilmeli ve tapunun uyduğu taşınmazlar harita üzerinde gösterilmeli, fen bilirkişiye kayıtların kapsamlarını belirtir ve keşfi izlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve tapu kaydının kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmuş, ancak; davanın askı ilân süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşip davacı Hazinenin on günlük süre içinde sulh hukuk mahkemesine müraacatı neticesinde, sulh hukuk mahkemesince yapılan yargılama sürerken, Hazine tarafından aynı tapu kayıtlarına dayanılarak 106 ada 3, 107 ada 34, 106 ada 6, 107 ada 33 ve 106 ada 2 parsellere ilişkin olarak açılan dava dosyaları bu dosya ile birleştirilerek davanın reddine, Derecik Köyü 106 ada 1, 2, 3 ve 6 ile 107 ada 33, 34 parsel sayılı taşınmazların davalılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Dosya içinde bulunan kadastro tesbit tutanağı örneklerinden... Köyünde 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan arazi kadastrosunun sonuçlarının, Kanunun 11. maddesine göre 29.04.2009 ilâ 28.05.2009 tarihleri arasında 29 gün süreyle ilân edildiği anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemesi"nin 16/06/2010 tarihinde 2010/48E-89K sayılı kararı ile askı ilânının 29.04.2009 ilâ 28.05.2009 tarihleri arasında yapıldığı ve davanın askı ilânından sonra 29/05/2009 tarihinde açıldığı kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
    3402 sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince askı ilânı süresi içinde açılacak davalara bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, halli gereken sorunun; askı ilânının hangi tarihlerde yapıldığı ve davanın askı ilânı süresi içinde açılıp açılmadığının tesbiti olduğu, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi ve Kadastro İlânları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre, kadastro müdürünün kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanarak askı ilân cetvellerini düzenleyeceği, bu cetvelleri ve pafta örneklerini müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süreyle ilân ettireceği, itirazı olanların bu süre içinde Kadastro Mahkemesinde dava açabileceğinin belirtildiği, 30 günlük askı süresinin ilânın yapıldığı günün ertesi gününden işlemeye başlayacağı, askı ilânının kanun ve yönetmelikte öngörülen 30 günden daha az süreyle yapılmasının, kanunun tanıdığı 30 günlük dava açma süresini etkilemeyeceği, 3402 sayılı Kanunun 11/1, 29/3, (Eski H.Y.U.Y."nın 159, 161) 6100 sayılı HMK"nun 90,92 md. ve kadastro ilânları hakkındaki yönetmeliğin 9. maddesi gereğince ilânın yapıldığı günün ertesi gününden başlamak üzere 30 günlük süre içinde açılacak davalara kadastro mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu, somut olayda, bu hükümlere göre düzenlenen kadastro tesbit tutanağının 29.04.2009 ilâ 28.05.2009 tarihleri arasında 29 gün süreyle yapıldığı, o halde, davacı Hazine tarafından 29.05.2009 tarihinde, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesi hükmüne göre yapılan askı süresi içinde açılan davaya bakmakla kadastro mahkemesinin görevli olduğu düşünülmeden, yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.06.2013 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi