Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1606
Karar No: 2013/3868
Karar Tarihi: 15.03.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1606 Esas 2013/3868 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2013/1606 E.  ,  2013/3868 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mera iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, kadastro tespiti sonucu ahşap ev ve bahçe vasfıyla 125 ada 1 ve 124 ada 11 parsel sayılı taşınmazların mera vasfı taşımasına rağmen davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek mera vasfıyla özel siciline tescil edilmesini istemiştir.
    Davalı, ..., davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazda hakkı olmadığını belirterek davayı kabul etmiştir.
    Mahkemece, mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazların öteden beri davalıya ait olduğu, taşınmazların bulunduğu yerde tahsisli veya kadimlik belgesine sahip mera kaydının bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre devletin hüküm ve tasarrufu altında olmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    4342 Sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için yetkili mercilerce tahsisi yapılan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Meraların tahsisi, verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde münferiden ya da müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye

    2013/1606-3868 -2-
    bırakılabilir. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan meralar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz ve zamanaşımı zilyetliğiyle kazanılamaz.
    3402 sayılı yasanın 18. maddesinde, orta malları, hizmet inalları, ormanlar ve devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği belirtilmiştir.
    3402 sayılı Yasanın 16/B maddesi mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerlerini orta malları niteliğinde kabul etmiş, tutanakların düzenlenip kesinleşmeleri halinde mülkiyet sicillerine değil de ayrı şekilde tutulacak özel sicile yazılacağını öngörmüştür.
    Öte yandan, taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde en önemli delillerden biri olan keşif; re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine davanın her aşamasında çekişmeli taşınmazda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması demektir.
    Uygulamada yararlanmak üzere komşu taşınmazların tapu kayıtları getirtilmeli, keşifte yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler ve konularında uzman olan teknik bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılmalı, kayıtlardaki her sınır bilirkişilere sorularak arazi üzerinde tespit ettirilmeli, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı duraksamasız belirlenmeli, saptanan sınırlar teknik bilirkişinin çizeceği krokide işaret ettirilmeli, diğer yandan mahalli bilirkişilerin söylediklerinin denetimi açısından komşu taşınmaz revizyon tapu veya vergi kayıtlarının nizah taşınmaz yönünü ne şekilde nitelendirdiği üzerinde durulmalıdır.
    Dava konusu taşınmazın tapu kaydı harita ve krokisi mevcut ise, bu tapu kaydına Türk Medeni Kanununun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. Maddeleri uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Taşınmazın harita ve krokisi yoksa veya bunlar uygulama niteliğinden yoksunsa, tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, gitti kayıtlarının yüzölçümlerine ve sınırlarına bakılmalı, bir değişiklik varsa bunun dayandığı belgeler incelenmeli, doğru ve yasal bir nedeni olup olmadığı araştırılmalı, doğru esasa dayanmıyorsa ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmelidir.
    Ayrıca, karşı tarafın dayanak belgeleri ile savunmasında ileri sürdükleri kayıtların da tüm geldiler ile birlikte merciinden getirtilerek aynı şekilde mahallinde uygulanması gerekir. Bilirkişi ve tanıklar keşif mahallinde dinlenir ve keşfin tamamlanmasından sonra da buna ilişkin bir tutanak düzenlenir.
    Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda

    2013/1606-3868 -3-
    bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
    Mahkemece yapılacak keşifte; tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir.
    Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu edilen 124 ada 11 parsel sayılı taşınmaz 1134,13 m2 olarak tarla vasfıyla, 125 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise 53,48 m2 olarak ahşap ev ve bahçe vasfıyla 17.01.2008 tarihli tesis kadastrosu ile davalıların murisi adına tescil edilmiştir.
    Mahkemece, hükme esas alınan 13.09.2012 tarihli zirai bilirkişi raporunda, taşınmazın yaklaşık %30-40 eğimli olduğu, komşu parseller ile bitki örtüsü bakımından bütünlük arzettiği, taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişmiş yem bitkilerinin ayrıca tarımsal faaliyetin sözkonusu olduğu belirtilmiş olup anılan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazların güneyinde kalan 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak aynı mahkemede açılan mera iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ve sınırlandırma davasında dosyaya ibraz edilen 13.07.2011 tarihli zirai bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazda bitki desen olarak mera bitkilerinin hakim olduğu, taşınmazın tarım arazisi olmadığı, özel mülkiyete konu yerlerden olmadığı belirtilmiş, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi de taşınmazda ... köylülerine ait hayvanların otladığını beyan etmiş olup davanın kabulüne dair karar Dairemizce dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bu durumda mahkemece, her iki taşınmazın birbirine yakın olması, dava konusu taşınmazların daha önce görülen davadan sonra meralık vasfının bozulmuş olabileceği de gözönüne alınarak bu konuda farklı bir ziraat mühendisi bilirkişi vasıtasıyla çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden oluşan mahalli bilirkişi ile yeniden keşif yapılıp rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken dosya içindeki fotoğraflarla ve arazinin bütünlüğü ile tezat teşkil edecek şekilde düzenlenen zirai bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.


    2013/1606-3868 -4-
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz İtirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 15.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi